Bilim, üstün güç sahibi Allah’ın yarattıklarını incelemek için vardır; detaylı araştırma ve ortaya çıkardığı bulgular vesilesiyle dinin açıklayıcısıdır. Din, belli bir düzenle yaratılmış olan kâinat, insan ve diğer canlılardaki yaratılış mucizelerini araştıran bilimin bulgularından istifade eder. Yaratma sanatının delillerini görerek insanların, Allah'ın kudretini takdir etmelerine, O'na yönelmelerine vesile olur.
Kur’an, insanları bilimsel araştırmalar yapmaları yönünde teşvik eder; “İşte bu örnekler; Biz bunları insanlara vermekteyiz. Ancak alimlerden başkası bunlara akıl erdirmez. (Ankebut Suresi, 43) ifadesiyle ve pek çok ayetle ‘alim’ olmaya yönlendirir. İnsanı, gökler, yer, kendi nefsi, bedeni ve yarattığı her şey üzerinde derin düşünmeye teşvik eder. Detaylı araştırmayı, bilimsel gerçekleri öğrenmeyi öğüt verir.
Üzerlerindeki göğe bakmıyorlar mı? Biz, onu nasıl bina ettik ve onu nasıl süsledik? Onun hiçbir çatlağı yok. Yeri de (nasıl) döşeyip-yaydık? Onda sarsılmaz dağlar bıraktık ve onda 'göz alıcı ve iç açıcı' her çiftten (nice bitkiler) bitirdik. (Bunlar,) 'İçten Allah'a yönelen' her kul için 'hikmetle bakan bir iç göz' ve bir zikirdir. (Kaf Suresi, 6-8)
Bakmıyorlar mı o deveye; nasıl yaratıldı? Göğe, nasıl yükseltildi? Dağlara; nasıl oturtulup-kuruldu? Yere; nasıl yayılıp-döşendi?.. (Gaşiye Suresi, 17-21)
Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün art arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır. (Bakara Suresi, 164)
Kur’an bilimsel ve matematiksel yönden birçok mucize içerir. Bu özel mucizelerin yanı sıra, birçok Kur’an ayetinde Yüce Allah, iman edenlerden, tanık oldukları yaratılış delillerini incelemelerini, olağanüstü yaratılış ilmini öğrenmelerini ve üzerinde düşünmelerini ister.
Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) "Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru." (Al-i İmran Suresi, 191)
Bilimsel buluşlar ve gelişmeler, Allah’ın eşsiz yaratmasının üstünlüğünü ve kusursuzluğunu çok mükemmel şekilde kanıtlar. Bu olağanüstü ilmin farkında olan vicdan sahiplerinin, bilimde derinleştikçe Allah’ın üstün sanatı karşısında imanları artar. İçerisinde 200.000 çeşit ürün üretilen, gözle göremediğimiz tek bir hücre dahi Allah’ın yüceliğini ve sonsuz gücünü kavrayabilmek için yeterlidir. Canlı cansız her şeyin yapıtaşı olarak %99.999’u boşluktan oluşan atomu sebep kılan Yüce Allah, nasıl sonsuz bir ilme sahip olduğunu, yaratışının ilk anında göstermiştir. Bilim adamlarının ifadesiyle “sonsuz yoğunlukta sıfır hacimdeki bir noktadan” –ki bu yokluktur- bir patlamayla tüm kainatı yaratmıştır. O, “Ol” demiştir; her şey olmuştur.
Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz. (Zariyat Suresi, 47)
Müminler, bilimsel gerçekleri gördükçe, Allah’ın muhteşem sanatını inceleyerek imanda derinleşip güçlenirler. Böylece Allah’a karşı sözde delillerle iftira düzenleyenlerin tuzaklarını da yine bilimle uzaklaştırır, ortadan kaldırırlar. Allah’ın kusursuz yaratmasını inkâr eden ve kendilerine rastlantıları, doğayı, maddeyi ilah edinenler, yine bilimle yenilgiye uğrar, düzmece iddiaları bu yolla yerle bir edilir. Allah'ın üstün yaratması olan evren, modern bilim vesilesiyle yaratılışı delillendirir.
“Rabbim ilmimi artır”, müminin duasıdır. Ancak bilginin faydalısını istemeli Allah’tan. Bilgide de nicelik değil niteliktir önemli olan. Bunun için dua ederiz Peygamber(asm) gibi;
“Allah’ım! Bana öğrettiğin ilimle beni faydalandır, bana fayda verecek ilmi öğret ve benim ilmimi artır.” (Tirmizî, Daavât 129)
Ancak onlardan ilimde derinleşenler ile mü'minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Namazı dosdoğru kılanlar, zekatı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar; işte bunlar, Biz bunlara büyük bir ecir vereceğiz. (Nisa Suresi, 162)
YORUMLAR