Onların etleri ve kanları kesin olarak Allah'a ulaşmaz, ancak O'na sizden takva ulaşır. İşte böyle, onlara sizin için boyun eğdirmiştir; O'nun size hidayet vermesine karşılık Allah'ı tekbir etmeniz için. Güzellikte bulunanlara müjde ver. (Hac Suresi, 37)
Kurbanın kelime anlamı ‘yaklaşmak’ ve kulu Rabbine yaklaştıran bir ibadet. Allah'ın sayısız nimetine karşı yapılan bir şükürdür kurban.
Geçmişi insanlık tarihi ile başlar. Amacından farklı uygulanması, Kur’an’ın “…Allah'tan başkası adına kesilmiş olan (hayvan)ı kesin olarak haram kıldı…” (Bakara Suresi, 173) buyruğu ile aslına dönmüştür; kurban yalnızca Allah adına kesilecektir.
Kurban, Allah’a yakınlaşmak adına çok sevdiği oğlunu feda edebilen İbrahim(as)’ın kutlu anısıdır. Allah’a itaatin ve halisane teslimiyetin gereğinin bir hatırlatmasıdır. İbrahim(as) ile oğlu İsmail(as)’ın Allah'a kayıtsız şartsız itaat konusunda verdikleri başarılı imtihanın anısını tazelemek ve benzeri bir itaate hazır olunduğunu sembolik olarak göstermektir.
Allah’ın hoşnutluğunu ve sevgisini kazanabilmek, dünyevi her şeyden önemli. Bu nedenle yaşam boyu, “Ey iman edenler, Allah’tan korkup-sakının ve (sizi) O’na (yaklaştıracak) vesile arayın...” (Maide Suresi, 35) ayetindeki emir gereği, Rabbimize daha da yakınlaşabilmenin yolları aranmalı.
Her ibadet, Allah’a yakınlaştıracak önemli bir yol. Ancak ibadetlerin yalnızca fiili olarak yerine getirilmesi yeterli değil elbette. Rabbimiz Katında asıl geçerli olan, tüm bunları samimiyetle yapmak.
İnsan, sorumluluklarını Allah'ın kendisinden hoşnut olmasını dileyerek, O'na muhtaç olduğu bilinciyle yerine getirmiyorsa, ibadeti Allah Katında geçerli olmayabilir. Kur’an Hac Suresi, 37. ayetteki “Onların etleri ve kanları kesin olarak Allah'a ulaşmaz, ancak O'na sizden takva ulaşır” ifadesi ile bize tam da bunu hatırlatır.
Çok açık ki; Kur’an ayetlerinde söz edilen kurban kesme, et ihtiyacı nedeniyle hayvan kesme değil, bir ibadetin yerine getirilmesidir, bir manevi adanış göstergesidir. Kurban, müminlerin, kendilerine yalnızca Allah'ın hoşnutluğunu kazandırmasını umut ettikleri bir vesiledir. Kesilen kurbanı Allah'a yakınlaşmaya bir vesile olarak görmek, insanın Allah’a olan sadakatini, ahdine vefasını, O'nun rızasını dünyevi hiçbir nimete değişmeyeceğini, bu uğurda-en sevdikleri de dahil-her şeyi feda edebileceğini ortaya koyar. Aksi, Dr. Ali Şeriati'nin sözlerindeki gibidir;
"Yalnızca kesmiş olmak için koyun kesmek kasaplıktır!.."
Allah adına, O’na yakınlaşmak amacıyla, O’nun dışındaki her şeyi kurban etmektir kurban. İbrahim'in(as) Allah'a imanındaki samimiyeti, tevekkülü gibi, itaatindeki derinlik, gösterdiği sadakat ve kararlılık kuşkusuz sahip olmamız gereken önemli ahlâk özellikleridir. İbrahim(as) ve İsmail(as) gibi Rabbine gönülden boyun eğenlerden, tam bir teslimiyetle teslim olanlardan ve henüz işitiyorken itaat edenlerden olmayı, ‘arınmış/selim bir kalp’ ile Rabbimize gitmeyi dileyelim…
"Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl.
Neslimizden de Sana itaat eden bir ümmet oluştur.
Bize ibadet yerlerimizi göster, bizim tevbemizi kabul et!
Sen, evet Sen, Tevvâb'sın; tevbeleri cömertçe kabul edensin.
Rahîm'sin, rahmetini cömertçe yayansın."
(Bakara Suresi, 128)
Kurban Bayramımız mübarek olsun.
Kurbanın kelime anlamı ‘yaklaşmak’ ve kulu Rabbine yaklaştıran bir ibadet. Allah'ın sayısız nimetine karşı yapılan bir şükürdür kurban.
Geçmişi insanlık tarihi ile başlar. Amacından farklı uygulanması, Kur’an’ın “…Allah'tan başkası adına kesilmiş olan (hayvan)ı kesin olarak haram kıldı…” (Bakara Suresi, 173) buyruğu ile aslına dönmüştür; kurban yalnızca Allah adına kesilecektir.
Kurban, Allah’a yakınlaşmak adına çok sevdiği oğlunu feda edebilen İbrahim(as)’ın kutlu anısıdır. Allah’a itaatin ve halisane teslimiyetin gereğinin bir hatırlatmasıdır. İbrahim(as) ile oğlu İsmail(as)’ın Allah'a kayıtsız şartsız itaat konusunda verdikleri başarılı imtihanın anısını tazelemek ve benzeri bir itaate hazır olunduğunu sembolik olarak göstermektir.
Allah’ın hoşnutluğunu ve sevgisini kazanabilmek, dünyevi her şeyden önemli. Bu nedenle yaşam boyu, “Ey iman edenler, Allah’tan korkup-sakının ve (sizi) O’na (yaklaştıracak) vesile arayın...” (Maide Suresi, 35) ayetindeki emir gereği, Rabbimize daha da yakınlaşabilmenin yolları aranmalı.
Her ibadet, Allah’a yakınlaştıracak önemli bir yol. Ancak ibadetlerin yalnızca fiili olarak yerine getirilmesi yeterli değil elbette. Rabbimiz Katında asıl geçerli olan, tüm bunları samimiyetle yapmak.
İnsan, sorumluluklarını Allah'ın kendisinden hoşnut olmasını dileyerek, O'na muhtaç olduğu bilinciyle yerine getirmiyorsa, ibadeti Allah Katında geçerli olmayabilir. Kur’an Hac Suresi, 37. ayetteki “Onların etleri ve kanları kesin olarak Allah'a ulaşmaz, ancak O'na sizden takva ulaşır” ifadesi ile bize tam da bunu hatırlatır.
Çok açık ki; Kur’an ayetlerinde söz edilen kurban kesme, et ihtiyacı nedeniyle hayvan kesme değil, bir ibadetin yerine getirilmesidir, bir manevi adanış göstergesidir. Kurban, müminlerin, kendilerine yalnızca Allah'ın hoşnutluğunu kazandırmasını umut ettikleri bir vesiledir. Kesilen kurbanı Allah'a yakınlaşmaya bir vesile olarak görmek, insanın Allah’a olan sadakatini, ahdine vefasını, O'nun rızasını dünyevi hiçbir nimete değişmeyeceğini, bu uğurda-en sevdikleri de dahil-her şeyi feda edebileceğini ortaya koyar. Aksi, Dr. Ali Şeriati'nin sözlerindeki gibidir;
"Yalnızca kesmiş olmak için koyun kesmek kasaplıktır!.."
Allah adına, O’na yakınlaşmak amacıyla, O’nun dışındaki her şeyi kurban etmektir kurban. İbrahim'in(as) Allah'a imanındaki samimiyeti, tevekkülü gibi, itaatindeki derinlik, gösterdiği sadakat ve kararlılık kuşkusuz sahip olmamız gereken önemli ahlâk özellikleridir. İbrahim(as) ve İsmail(as) gibi Rabbine gönülden boyun eğenlerden, tam bir teslimiyetle teslim olanlardan ve henüz işitiyorken itaat edenlerden olmayı, ‘arınmış/selim bir kalp’ ile Rabbimize gitmeyi dileyelim…
"Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl.
Neslimizden de Sana itaat eden bir ümmet oluştur.
Bize ibadet yerlerimizi göster, bizim tevbemizi kabul et!
Sen, evet Sen, Tevvâb'sın; tevbeleri cömertçe kabul edensin.
Rahîm'sin, rahmetini cömertçe yayansın."
(Bakara Suresi, 128)
Kurban Bayramımız mübarek olsun.
YORUMLAR