İnsanın yaşadığı tüm olaylar hayır ve güzellikle yaratılmıştır. Belâ gibi görünse de her olay mümin için nimettir, hayırdır. Mümin için güçlenme ve olgunlaşma vesilesidir.
Müminin diğer insanlardan farkı, bu gerçeğin farkında olması, bu yüzden Allah’a teslim olarak huzur içinde yaşam sürmesidir. İnsanların büyük kısmı, yaşadıkları zorlukları üzüntüyle karşılar, sıkıntı duyar ve sürekli karamsar bir bakış açısı içinde yaşar. Allah’ın büyüklüğünü ve gücünü gereği gibi takdir edemediklerinden, olayların hayırlı yönlerinin farkında olmaz.
Oysa insanın yaşadığı her andan hoşnut olabilmesi ve Allah’a şükredici bir tavır içinde olması zor değildir. Allah’ın gücünü gereği gibi takdir etmek ve O’na gönülden teslim olmak, kişiye bu üstünlüğü kazandırır. İnsan, Allah’ın üstün gücü ve sonsuz aklı karşısında son derece aciz bir varlıktır. Her an Allah’ın korumasına ve vereceği nimetlere muhtaçtır. Allah’ın kendisine öğrettiği kadarını bilebilir. Allah’ın sonsuz aklına ve hikmet dolu yaratışına boyun eğip teslim olmak insan için büyük ihtiyaçtır. İnsan, olayların genellikle tek bir yönünü görür ve buna göre değerlendirir; oysa Allah o olayda sayısız hikmetler ve sonuçlar yaratmıştır. İnsanın belki de yaşamındaki en büyük zorluk, hiç beklemediği en güzel sonucu getirecektir. Yüce Allah bu gerçeği insanlara “... Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.” (Bakara Suresi, 216) ayetiyle haber verir.
Birçok insan, yaşadığı zorluktan dolayı ümidini yitirirken, ardından elde edeceği kazancı düşünemez. Oysa bu zorluğu Rabbimiz hikmetle yaratmıştır ve kulunu bununla denenmektedir. Her şeyi Allah’ın yarattığına kesin bilgiyle iman etmeyenlerin aksine, zorluğun hayırla sonuçlanacağını kavrayan ve Allah’a içten tevekkül edenler, bu imtihandan kazançlı çıkacaklardır.
Bu gerçeği kavramak insanın şükrünü de artıracaktır. İmanı yaşamanın güzelliği, kişinin yaşadığı her olaya hayır gözüyle bakmasına, dünyada ve ahirette mutluluk içinde yaşamasına neden olacaktır. İnsanın dünyada ve ahirette güzel bir hayat ile yaşaması, Yüce Allah’ın gücüne, ilmine, hâkimiyetine olan imanı ve güveni ile mümkün olabilir.
Her soruna çözüm getiren, her belâyı ortadan kaldıran, her olayı hayırlı kılan imandır. İman olmayınca her olay şer görünür. Zordur dünya hayatı ancak her zorluğun sonu güzelliktir. Allah ile kopmaz, sarsılmaz bağlantıda olanlar için gelecek sonsuza kadar hayırdır. Allah’ın mümine yardımı kesintisizdir.
Dünyanın imtihan amacıyla hazırlanmış bir imtihan mekânı olduğunun, sınandığının, ancak her şeyi Allah’ın hayırla yarattığının bilincinde olmak, insanın yaşadığı zorluklara yürekten sabretmesini ve güzel bir teslimiyetle teslim olmasını ve sağlar. Müminin mutmain ve dengeli olmasına karşın, Kur’an ahlakından uzak, inkârcı kişiler ise her olayda olumsuzluk ve sorun arayışı içindedirler. Bu nedenle ahiretten önce dünyada da sıkıntı ve azap dolu bir yaşam sürerler.
Yaşananlara ‘hayır gözüyle bakmak’, ümitvar olmak demektir. Bu, olaylar karşısında umursamaz bir tavır takınmak ya da çok fazla iyimser davranmak anlamına gelmez. Allah’tan ümit kesmemek Kur’an’ın emridir, her durumda ümitvar olunmalıdır. Olası tehlikelere karşı tedbir almak farzdır; insanın her türlü tedbiri alması ve her çözüm yolunu denemesi sorumluğu gereğidir. Tüm tedbirleri aldıktan sonra ise sonuca boyun eğer. Çünkü her iş, Allah’ın dilemesiyle hayırla sonuçlanacaktır.
‘Korku tüneli’ gibidir dünya hayatı; insan içinde dolaşırken zahiren korkutucu, endişe verici şeylerle karşılaşır. Ama sonunda onların hepsi geçer, gider; bitmeyen zorluk yoktur. İnsan, Allah’a güvenmeli, bu dünyadan hayırla çıkacağını bilmeli. Bilmeli ki yolun sonu aydınlıktır; samimi kulunu aydınlığa çıkaracak olan Allah'tır ve O'na güvenip-dayanmak müthiş bir lükstür.
Allah'tan gelen her şeyi, sabır ve tevekkül içinde, O’ndan hoşnut olarak ve en güzel tavırla karşılayabilse, insanın yaşayacağı başka korku kalmayacaktır. Dünyevi korkular gibi içinde acı, ıstırap ve dehşet olmayan, aksine insana neşe, akıl, ufuk, haz, şevk ve güzellik veren Allah korkusunu kalpten yaşayana başka korku mu var?
Yaşadığı olayların tesadüfen başına geldiğine inanan insanın rahatça yaşam sürmesi mümkün müdür? Hayat pamuk ipliğine bağlı iken her an başına bir şey gelebileceğini düşünen insanın gecesi gibi gündüzü de kâbustur. Kaderi bilmiyor, kendisini nelerin beklediğini merak ediyor, özellikle olumsuz olaylar yaşayacağı olasılığını düşünüp, sıkıntı duyuyor birçok insan. Bu düşünceler ciddi şekilde huzurunu kaçırıyor, strese sokuyor. İnsanın bu konuda huzurlu yaşayabilme nedeni, kendisine can veren Yaratıcının, her şeyi kontrolü altında tutuyor olmasıdır.
Bu gerçeği kavramış olan insan, tüm yaşamı süresince Rabbine dayanıp güvenir. Kendisini bir kader dâhilinde yaşatan, sayısız nimet veren Allah'a yönelir ve gerçek huzuru tadar.
Allah yarattığı için her olay güzeldir, hayırdır. İnsan hayır gözüyle baktığında her şeyin hayırlı yönünü görür. Şer gözüyle bakan her şeyi karanlık görür. Allah’ın sonsuz gücünün her yerde olduğunu bilmeli, hayır gözüyle bakmalı.
Allah sana bir zarar dokunduracak olsa, O’ndan başka bunu senden kaldıracak yoktur. Ve eğer sana bir hayır isterse, O’nun bol fazlını geri çevirecek de yoktur. Kullarından dilediğine bundan isabet ettirir. O, bağışlayandır, esirgeyendir. (Yunus Suresi, 107)
YORUMLAR