… Onlara öyle bir yoksulluk, öyle dayanılmaz bir zorluk çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda elçi, beraberindeki mü'minlerle; "Allah'ın yardımı ne zaman?" diyordu. Dikkat edin. Şüphesiz Allah'ın yardımı pek yakındır. (Bakara Suresi, 214)Dünyada ve ahirette tek bir gerçek dostumuz var. Bu gerçek dost her an bizimle beraber, bizi hiçbir zaman bırakmaz, asla terk etmez, her zorlukta yanımızda, yakınımızda, bize destek ve bize yardımcı. Doğduğumuz andan sonsuza kadar bizimle birlikte. Bizim için yol gösterici, koruyucu-dost, güvenilir, daima karşılıksız bağışlayan, Kendisine ihtiyaç olunan ve Kendisinden yardım beklenen Yüce Allah.
Allah, müminlerin zorluk zamanlarındaki "Allah bize yeter" (Al-i İmran Suresi, 173) diyerek teslimiyet ve bağlılıklarını göstermelerine karşılık onlara mutlaka yardım vaat eder. Yardımının hak olduğunu bildirir. Kendi yolunda şevk ve kararlılıkla çaba gösteren kullarına rahmetini, “Ey iman edenler, eğer siz Allah'a (Allah adına İslam’a ve Müslümanlara) yardım ederseniz, O da size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır.” (Muhammed Suresi, 7) ayetiyle haber verir.
Allah, samimi çaba içinde olan kullarını, üzerlerindeki rahmetine/koruyuculuğuna yaşamlarının her anında şahit eder. En zor görünen olayları dahi güzel sonuçlandırır Allah, kolaylık ve başarı verir. Allah'ın her an kendilerine destek ve yardımcı olacağının bilincindeki müminler hiçbir durum ve koşulda ümitlerini yitirmez, her olayın kesinlikle hikmet ve hayırla yaratıldığını ve yine hayır ve hikmetle sonuçlanacağını bilerek Allah’a tevekkül ederler.
Ve dua ederler inananlar. Ki dua Allah’ın gizli bir sırrıdır. Dua güçtür, toplu duanın ise özel bir gücü vardır; Müminler dua edip sebebe sarıldıklarında, gerçekleşmesi zor gibi görünen şey, Allah’ın izniyle olur. Allah, kaderin bu sırrını kavrayabilmemiz için Kur’an kıssalarında örnekler verir:
Balığın karnında iken Allah’ı çokça tesbih ederek dua eden Yunus(as)’ı kurtarır.
Peygamber(as)’ı arkadaşıyla birlikte mağarada iken inkârcıların tuzaklarından koruyup galip getirir.
Kuyunun dibinde bırakıldığında Yunus(as)’a sonsuz merhametiyle yardımını ulaştırır.
Ateşe atılan İbrahim(as) için ateşi esenlik kılar…
Kuran’ın verdiği örneklerden birinde, Hz. Musa’nın, kavmini Firavun'un baskısından korumak için Mısır'dan çıkarışı anlatılır. Hz. Musa ve İsrailoğulları denize ulaştıklarında, içlerinden imanı zayıf olanlar, arkalarından gelen Firavun ve ordusu tarafından sıkıştırıldıklarını düşünerek, ümitsizliğe kapılırlar. Hz. Musa ise "... Şüphesiz Rabbim, benimle beraberdir; bana yol gösterecektir." (Şuara Suresi, 62) diyerek, Allah'ın kesin olarak kendilerine yardım edeceğine dair inancını bildirir. Gerçekten de Allah, denizi mucizevi bir şekilde ikiye ayırır, Hz. Musa ve kavmini karşıya geçirir. Ardından denizi kapatarak Firavun ve ordusunu suda boğar.
Rabbini dost edinen insan, yaşamının her anında Allah'ın yardımına açıkça tanık olur. Kulları üzerinde gözetici olan Allah, Kendisine teslim olan müminlerin kalplerine ‘güven duygusu ve huzur’ indirir ve onlara destek olur.
Allah, sizin düşmanlarınızı daha iyi bilendir; bir veli (en güvenilir bir dost) olarak Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah yeter. (Nisa Suresi, 45)
Peygamberimiz(asm), yardım istenecek olanın yalnızca her şeye gücü yeten Allah olduğunu hatırlatır bize: "... Bir şey isteyince Allah'tan iste. Yardım talep edeceksen Allah'tan yardım dile. Zira kullar, Allah'ın yazmadığı bir hususta sana faydalı olmak için bir araya gelseler, bu faydayı yapmaya muktedir olamazlar. Allah'ın yazmadığı bir zararı sana vermek için bi raraya gelseler, buna da muktedir olamazlar." (Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan) Zorlu zamanlar yaşıyoruz.
Ama biliriz ki zalim zulüm yapabilecek, mazlum onun zulmüne karşı direnecek; imtihan bunun dışında mümkün değil. Bütün bunların bilincinde olarak Rabbimizin yardımını ve desteğini umut ederek çaba gösteririz. Sonsuz adalet sahibi olan Allah, elbette ki zulmedenler üzerinde de adaletini tecelli ettirecek, zalimin işlediği zulümler, dünyada şahit olamasak bile Allah huzurunda sorgulanma günü elbette kendilerine geri dönecek.
İmtihan mekânı olarak yaratılmış dünyada, zorluk yaşamadan ve o zorluk anlarında Rabbimize sevgimizi, sadakatimizi, sabrımızı, tevekkül ve teslimiyetimizi göstermeden kurtuluşa ulaşamayız. Göstereceğimiz güzel ahlak Allah’ın yardımını getirecek, dağların korkuya kapılıp-yüklenmekten kaçındığı tüm ağırlıkları üzerimizden kaldıracak. İnananlar buna inanırlar.
Bilmez misin ki, gerçekten göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Sizin Allah'tan başka veliniz ve yardımcınız yoktur. (Bakara Suresi, 107)
Allah, müminlerin zorluk zamanlarındaki "Allah bize yeter" (Al-i İmran Suresi, 173) diyerek teslimiyet ve bağlılıklarını göstermelerine karşılık onlara mutlaka yardım vaat eder. Yardımının hak olduğunu bildirir. Kendi yolunda şevk ve kararlılıkla çaba gösteren kullarına rahmetini, “Ey iman edenler, eğer siz Allah'a (Allah adına İslam’a ve Müslümanlara) yardım ederseniz, O da size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır.” (Muhammed Suresi, 7) ayetiyle haber verir.
Allah, samimi çaba içinde olan kullarını, üzerlerindeki rahmetine/koruyuculuğuna yaşamlarının her anında şahit eder. En zor görünen olayları dahi güzel sonuçlandırır Allah, kolaylık ve başarı verir. Allah'ın her an kendilerine destek ve yardımcı olacağının bilincindeki müminler hiçbir durum ve koşulda ümitlerini yitirmez, her olayın kesinlikle hikmet ve hayırla yaratıldığını ve yine hayır ve hikmetle sonuçlanacağını bilerek Allah’a tevekkül ederler.
Ve dua ederler inananlar. Ki dua Allah’ın gizli bir sırrıdır. Dua güçtür, toplu duanın ise özel bir gücü vardır; Müminler dua edip sebebe sarıldıklarında, gerçekleşmesi zor gibi görünen şey, Allah’ın izniyle olur. Allah, kaderin bu sırrını kavrayabilmemiz için Kur’an kıssalarında örnekler verir:
Balığın karnında iken Allah’ı çokça tesbih ederek dua eden Yunus(as)’ı kurtarır.
Peygamber(as)’ı arkadaşıyla birlikte mağarada iken inkârcıların tuzaklarından koruyup galip getirir.
Kuyunun dibinde bırakıldığında Yunus(as)’a sonsuz merhametiyle yardımını ulaştırır.
Ateşe atılan İbrahim(as) için ateşi esenlik kılar…
Kuran’ın verdiği örneklerden birinde, Hz. Musa’nın, kavmini Firavun'un baskısından korumak için Mısır'dan çıkarışı anlatılır. Hz. Musa ve İsrailoğulları denize ulaştıklarında, içlerinden imanı zayıf olanlar, arkalarından gelen Firavun ve ordusu tarafından sıkıştırıldıklarını düşünerek, ümitsizliğe kapılırlar. Hz. Musa ise "... Şüphesiz Rabbim, benimle beraberdir; bana yol gösterecektir." (Şuara Suresi, 62) diyerek, Allah'ın kesin olarak kendilerine yardım edeceğine dair inancını bildirir. Gerçekten de Allah, denizi mucizevi bir şekilde ikiye ayırır, Hz. Musa ve kavmini karşıya geçirir. Ardından denizi kapatarak Firavun ve ordusunu suda boğar.
Rabbini dost edinen insan, yaşamının her anında Allah'ın yardımına açıkça tanık olur. Kulları üzerinde gözetici olan Allah, Kendisine teslim olan müminlerin kalplerine ‘güven duygusu ve huzur’ indirir ve onlara destek olur.
Allah, sizin düşmanlarınızı daha iyi bilendir; bir veli (en güvenilir bir dost) olarak Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah yeter. (Nisa Suresi, 45)
Peygamberimiz(asm), yardım istenecek olanın yalnızca her şeye gücü yeten Allah olduğunu hatırlatır bize: "... Bir şey isteyince Allah'tan iste. Yardım talep edeceksen Allah'tan yardım dile. Zira kullar, Allah'ın yazmadığı bir hususta sana faydalı olmak için bir araya gelseler, bu faydayı yapmaya muktedir olamazlar. Allah'ın yazmadığı bir zararı sana vermek için bi raraya gelseler, buna da muktedir olamazlar." (Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan) Zorlu zamanlar yaşıyoruz.
Ama biliriz ki zalim zulüm yapabilecek, mazlum onun zulmüne karşı direnecek; imtihan bunun dışında mümkün değil. Bütün bunların bilincinde olarak Rabbimizin yardımını ve desteğini umut ederek çaba gösteririz. Sonsuz adalet sahibi olan Allah, elbette ki zulmedenler üzerinde de adaletini tecelli ettirecek, zalimin işlediği zulümler, dünyada şahit olamasak bile Allah huzurunda sorgulanma günü elbette kendilerine geri dönecek.
İmtihan mekânı olarak yaratılmış dünyada, zorluk yaşamadan ve o zorluk anlarında Rabbimize sevgimizi, sadakatimizi, sabrımızı, tevekkül ve teslimiyetimizi göstermeden kurtuluşa ulaşamayız. Göstereceğimiz güzel ahlak Allah’ın yardımını getirecek, dağların korkuya kapılıp-yüklenmekten kaçındığı tüm ağırlıkları üzerimizden kaldıracak. İnananlar buna inanırlar.
Bilmez misin ki, gerçekten göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Sizin Allah'tan başka veliniz ve yardımcınız yoktur. (Bakara Suresi, 107)
YORUMLAR