(Allah) “Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz." (Kehf Suresi, 26)
Yüce Allah birçok ayetinde Kur’an'ın bütün durumlarımızı kapsayan, her örnekten açıklamalarda bulunan, noksansız ve yeterli bir Kitap olduğunu bildiriyor. Ancak buna rağmen kimi din adamları Kur'an'ı yeterli görmüyor, yüce kitaba ilaveler yapmaya kalkışarak adeta dinimizi içeriden çökertmeye çalışıyorlar.
Geçtiğimiz hafta, Cumhurbaşkanımızın bir konuşması sonrası Kur'an üzerine yeni bir tartışma başladı. Sayın Erdoğan yeni bir açıklama ile sözlerine açıklık getirdi. Ve son olarak, "Birisi sünneti tartışıyor, öbürü icmayı. Bırakın bunları. Aslolan nedir? Bizim mukaddes kitabımız Kur'an'dır. Kur'an'a ters değilse mesele bitmiştir" ifadeleriyle Kur'an dışı söylemlere son noktayı koydu. Halâ "ama"lar devam ediyor olsa da bu sözlerin üzerine artık söz söylenmemeli. Dini içinden çıkılmaz hale getiren, zorlaştıran, Allah’ın kolay kıldığı yolunu karmakarışık hale getiren, hurafelerle insanları adeta labirente sokan, kalpleri İslam'a ısınacak insanların kalbini soğutan kimi ‘din adamları’nın özellikle de 3 yaşındaki kız çocuk dahil potansiyel günahkâr gördükleri kadın ve cinsellik üzerine garip söylemlerini artık işitmek istemiyoruz.
Cumhurbaşkanımızın da dile getirdiği gibi Diyanet bünyesinde görevli olan ve üniversitelerdeki ilahiyatçıların daha cesur olmalarını, gerçek, sarih din anlayışını ve hurafeleri değil Kur'an'daki İslam'ı halka anlatmalarını istiyoruz.
Dinin kaynağı Kur’an’dır, Peygamber(asm)'ın en önemli sünneti Kur'an'ı yaşamaktır. Peygamberimiz(asm)’a atfedilen yüzlerce uydurulmuş hadisi, hurafeleri 'din' gibi görmek, bunlara uyup, Kur'an’ı terk etmek sapkınlıktır. Çünkü hadisler değil, Kur’an Allah’ın koruması altındadır.
Kur’an’da, “… (kendiliğinden) bir yükümlülük getirenlerden de değilim." (Sad Suresi, 86) demesi emredilen Peygamberimizin Kur’an’a muhalif söz söylemesi düşünülebilir mi? Bir bakın; Kur’an’da ayrı, mezheplerde ayrı, hatta aynı konudaki ‘hadisler’de farklı bir İslam var.
Nasıl buyuruyor Peygamber(asm); “Benden Kur’an dışında hiçbir şey yazmayın. Kim benden Kur’an dışında bir şey yazmışsa imha etsin.” (Müslim, Sahihi Müslim Kitab-ı Zühd, Hanbel, Müsned 3/12, 21, 33)
“Allah elçisinden sözlerini yazmak için izin istedik, bize izin vermedi.” (Tirmizi, es-Sünen, K. İlm, syf 11)
“Biz hadis yazarken Hz. Peygamber yanımıza geldi ve yazdığınız şey nedir? dedi. Senden işittiğimiz hadisler (sözler) dedik. Hz. Peygamber Allah’ın kitabından başka kitap mı istiyorsunuz? Sizden evvelki milletler Allah’ın kitabı yanında başka kitaplar yazdıkları için yoldan çıktılar.” (El Hatib, Takyid, syf 33)
Resûlullah öğüt verici, uyarıcıdır. Sorumluluğu ve görevi Kur’an’ı tebliğ etmek, toplumu bilgilendirmektir. Yaşadığı Kur’an ahlâkı ile O bizim için en güzel örnektir.
Gerçek Müslümanlık; içinde yaşanan toplumun bâtıl dininden kopmak, Kur’an’a muhalif içtihatları değil her çağda sadece Kur’an’ı savunmak, katıksız olarak Allah'a ve O'nun emirlerine yönelmektir. Tek ölçümüz Kur’an, izlenecek yol da Peygamberimiz (asm)'ın yoludur. O’nun da buyurduğu gibi…
"Kur’an'a sımsıkı bağlı olunuz ve onu kılavuz ve rehber edininiz. Zira o, âlemlerin Rabbinin kelâmıdır. O'ndandır ve O'na döner. (Sizi de O'na çeker.)" (Ramuz El-Ehadis, 2. cilt, s. 317, no. 10)
“Allah'tan başka İlah olmadığına ve Benim O'nun elçisi olduğuma şehadet ediyorsunuz değil mi? Öyle ise müjdeler olsun. Bu Kur’an öyle bir iplik ki, bir ucu Allah'ın elinde, bir ucu da sizin elinizdedir. Ona yapışınız. Ondan sonra dalalet ve tehlikeye asla düşmezsiniz.” (Ramuz El-Ehadis, 1. Cilt, s. 7, no.4)
“Allah’ın kitabında helal kıldığı helal, haram kıldığı haramdır. Hakkında sustuğu ise serbesttir. Allah’ın serbest bıraktıklarını kabul edin ve bilin ki Allah hiçbir şeyi unutucu değildir.” (Ebu Davud k, etime, 39; Tırmizi k, Libas, 6; İbni Mace k, etime, 60; El Müracaat, syf 60)
“Ben yalnızca Kur’an’ın haram kıldıklarını haram kılarım. Allah’a yemin ederim ki benim adıma bir şeye(beni bahane ederek sarılmasınlar.” (Ebu Yusuf, Er-Redd, 30)
“Din konusundaki ihtilaflarda size Kur’an yeterlidir.” (5424-Buharî, Müslim, Nesaî; 4727-Muvatta- Müslim; 5406-Buharî-Müslim)
Hz. Ali(ra)’dan rivayetle; “Peygamber’den işittim ki gelecekte vuku bulabilecek bir fitneden söz ediyordu. ‘O fitneden kurtuluş nedir, nasıldır?’ diye sordum. Resûllullah dedi ki: ‘Kurtuluş Kur’an’dadır. Çünkü sizden öncekilerin haberleri de sizden sonrakilerin haberleri de aranızdakilerin hükmü de ondadır. O gerçek ile yalanı birbirinden ayıran kesin bir hükümdür, şaka ve boş söz değildir. Onu terk eden her zorbanın Allah boynunu kırar. Hidayeti, doğru yolu ondan başkasında arayanı Allah sapkınlığa düşürür. O, Allah’ın en sağlam urganıdır. O, hikmetle dolu Kur’an’dır. O en doğru yoldur. O, boş arzuların haktan saptıramayacağı, dillerin, karıştırıp belirsiz edemeyeceği, ilim adamlarının doyamayacağı, çok tekrarlanmasından bıkılmayan, ilginç özellikleri bitip tükenmeyen bir kitaptır.” (Tırmizi; Darimi)
YORUMLAR