Bu hafta bir Ramazan Bayramı daha yaşanacak. Sabah yine erkenden kalkılacak, bayram namazları kılınacak. Hep birlikte rükûa, birlikte secdeye gidecek. Bir bayram havası ile kalpler coşacak, ruhlar kardeşliği yaşayacak. Ailece kahvaltı yapılacak, yemekler yenilecek. Akrabalar, tanıdıklar ziyaret edilecek, bayramlaşılacak.
Eş dostla sohbet edilecek. Yazılı ve görsel medyada sosyal dayanışma, barış, kardeşlik ve birlik mesajları verilecek.
Sonra ne mi olacak? Bayramın son günü ile birlikte hayat 'normal'e dönecek. Herkes eski işine gücüne devam edecek. Söylenenler sözde kalacak, unutulacak. Herkes öyle yoğun bir çalışma temposu içinde olacak ki konuşulanlar hatırlanmayacak.
Kısacası, bayram ertesi kalabalıklar dağıldığında herkes vicdanıyla baş başa kalacak.
Bir ay boyunca oruç tuttuk. Aç kalmak değildi önemli olan, orucun bize kazandırdığı şuur ve duyarlılıktı. İbadetin ruhudur önemli olan. Bugün en fazla muhtaç olduğumuz şey ise birlik ve beraberlik ruhudur.
Birlikten kuvvet doğar. Birlik olmak, Allah rızası için birbirimizi sevmemiz kuvvet kazanmaya vesile olur.
Hani hep, “kardeşiz” diyoruz da kardeşliğin gereği birlik olmaktır; göz ardı ediyoruz.
Farklılıkları nedeniyle toplum ya da grupların birbirine cephe alması, ortak değerlerde uzlaşma sağlayamayacak kadar bir diğerini uzak görmesi büyük yanılgı.
Görüşlerini mutlak doğru olarak görüp, kendilerini sorgulamayan ve durumlarıyla övünenler, görüş
ayrılıklarını ön plana çıkararak ayrışmak yerine, artık güzel ahlâkı yaşamakta birleşmeli.
Sokulan fitne insanları birbirine düşman tanıtıyor, adeta birbirine kırdırıyor, birlik olmaya engel koyuyor. Yaşanan olayların en acı yanı da insanların birçoğunun bu düşmanlığa inanıyor olması. Burada anormal bir durum var.
Allah tüm dünyada gözümüzün önünde çok büyük olaylar meydana getiriyor. Kimi Müslüman ülkelerde, yaşanan olayları protesto amacıyla gösteriler ve yürüyüşler yapılıyor, toplantılar düzenleniyor. “Müslümanlar kardeştir” diyor ama “İslam Birliği’ni istiyorum” diyemiyor kimse. Saatlerce konuşuyor, sloganlar atıyor, kınıyor, yürüyorlar.
İslam Birliği gerçekleşse ne Filistin, ne Suriye, ne Irak’ta ne de Orta Doğu’nun tamamında sorun kalır. Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan dışında bunu dile getiren pek yok. Yeryüzünü adeta pençeleri altına almış Deccaliyetle karşı karşıyayız. Türkiye’nin bunda tek başına etkili olması zor. Cumhurbaşkanımızın bunu gündemde tutmasını istirham ediyoruz. Bu bir duadır, Allah duaları kabul eder.
İnanan her insanın dünyada sevgi ve kardeşlik için çalışmayı kendi sorumluluğu sayması büyük önem taşıyor. Bizler Ramazan bayramının ruhunu kutlarken, İslam dünyasının çeşitli bölgelerinde aynı duyguları paylaşma imkânı olmayan kardeşlerimizi düşünüp onlar için dua edelim. Bu bayramın, dünyanın acilen ihtiyaç duyduğu sevgi ve barışa doğru bir adım olması için hep beraber dua edelim.
Zalimlerin, savaşa azmettirenlerin, savaş ortamını Ortadoğu için reva görenlerin planları sonsuza dek sürmeyecektir; en kısa sürede bitmesi için dua edelim.
Yaşadığımız imtihan ortamı, zulmün ne kadar ürkütücü boyutlara gelebileceğini görebilmemiz için yaratılır. Unutulmayalım ki, Allah mutlaka mazlumların koruyucusudur ve İlahi Adalet kesinlikle tecelli edecektir. Hak olanın bâtıl üzerinde galip gelmesine Allah'ın bizi bir an önce şahit etmesi için dua edelim.
Birlik olmak İslam âlemi için hem kurtuluş hem bayramdır. Sevgi, kardeşlik, birlik, beraberlik, dayanışma; şeytanı en çok kızdıran konular bunlar... Allah, şeytanın adımlarını izleyen kimi Müslümanları gafletten uyandırsın, birlik olup şeytanın oyunlarına düğüm atmayı nasip etsin.
Allah’ın ipine hep birlikte sarıldığımızda; bayram ancak o şekilde “bayram” olacak inşaAllah. Savaşlardan uzakta ve birlik içinde geçecek bayramlar umut ediyorum. Bayramın ülkeme ve tüm İslam âlemine hayırlar getirmesini diliyorum.
YORUMLAR