ELİF NİSA

ELİF NİSA

[email protected]

Beka Sorunu

25 Mart 2019 - 12:38

Dünya siyasetini tek merkezden yönlendiren kendince bağımsız ve hesap verme zorunda olmayan, kendi oluşturdukları yetkilerini kullanan, dahası fikir üretmekle yetinmeyip, sahaya inen derin güçler, hükumet ve askeri kurumlarının içine sızmış kimi politikacıları, özel yetiştirilmiş casusları ve belli medya kuruluşlarındaki gazetecileri yoluyla, Türkiye Cumhuriyeti’nin parçalanması için yıllardır sinsice mücadele ediyor.

Kurup uyguladığı planlarla Osmanlı’nın yıkımına da sebep olan da bu yapılar, dışarıdan yıkamayacakları devletleri inançlarını zayıflatarak, birlik ve beraberlik duygularını zedeleyerek, ideallerini ve manevî değerlerini yok ederek içeriden yıkacak karanlık ve kahpece politikalar üretiyorlar.

Küresel güçler, özellikle Ortadoğu’da hep halkı bölerek netice almıştır. İnsanları birbirine düşürerek ülkeleri zayıflatır, yerli işbirlikçileri de bu işlerde kullanır. Bölmek istediği devlet ve milletler üzerinde çeşitli psikolojik savaş yöntemleri uygular. Bugün de Türkiye üzerindeki planlarını gerçekleştirebilmek için çeşitli yöntemlere başvuruyor.

ABD ve Batı hedef edindikleri yeni düzenin karşısında en büyük engel olarak Türkiye’yi görüyor ve Türkiye’ye karşı büyük bir oyun oynanıyor. Bu yüzden tam da bugün dik durmamız, uyanık olmamız ve birlik olmamız çok hayatî. Bugün bu kadar hassas bir dönemden geçerken ve birçok cepheden mücadele içindeyken halâ birilerinin beka sorunu olmadığını iddia etmeleri asıl beka sorunudur.

“Beka sorunu yok” demenin aslında ne anlama geldiğini Yazar Mehmet Hakan Sağlam'ın ironi içeren yazısında şöyle ifade ediyor;

"Ne gerek var bir avuç toprak için yırtınmaya. Ha benim olmuş ha başkalarının. O topraklarda Türk bayrağı dalgalansa ne olur, Kürdistan veya Amerikan veya İngiliz bayrağı dalgalansa ne olur! Beka beka diyerek milleti korkutuyorsun ama yüreğin geniş olunca bak gör ortada ne terör kalıyor ne de çatışma, ne kan akıyor ne de gözyaşı... Ver toprağı, bırak Apo’yu, tanı Kürdistan’ı, vazgeç adalardan, durdur nükleer santral inşaatlarını, kapat yeni havalimanını, çevir Ayasofya’yı kiliseye, süt dökmüş kedi gibi Batılı liderlerin önünde el pençe divan dur, teslim et devleti FETÖ’ye de rahat edelim artık!"

Yazar Ufuk Coşkun attığı tweet’te şöyle uyarıda bulunuyor;

"Bakınız bugün 3. Dünya Savaşı'nın arifesindeyiz. 3. Dünya Savaşı'yla Türkiye'yi haritadan silmek istiyorlar. Bu 1. ve 2. Dünya Savaşı'ndan eksik kalan enerji ve nüfuz alanlarının yeniden taksimi değildir. Yeni bir dünya hükümeti kurma savaşıdır bu."

Biz senelerdir terörle mücadele ediyoruz. ABD’nin 20.000 tır silahla destek verdiği teröristler, güneyimizde bir terör devleti kurmak istiyorlar. Münbiç ve Fırat’ın doğusu problemimiz sürüyor. Doğu Akdeniz’de enerji savaşları problemimiz var. Ekonomiye finans/ faiz/dolar üzerinden saldırısının etkileri halâ devam ediyor. S-400 füze sistemi ve F-35 sorunu var. Tehdit ediliyoruz..

Haritalardan çatışma bölgelerine dikkatlice baktığınızda, hemen tamamının jeostratejik bölgeler olduğu ortadadır. Yazar Murat Akan’ın ifade ettiği gibi, “Dünya büyük bir küresel savaşa doğru hızla ilerliyor. Türkiye'nin beka sorunu var, çünkü;

Türkiye, 3. küresel paylaşım savaşının hedef bölgelerinden biridir. Kuzey Suriye'deki PKK/PYD yapılanması nedeniyle bölünme tehlikesi vardır. Rusya/Çin eksenine yaklaşması nedeniyle ABD ve Batının ciddi yaptırım tehdidi altındadır.”

Milli birlik ve bütünlük için devlete tam destek olmak gerekirken, zarar verecek açıklamalar yapmak, ortamı provoke etmek,  samimi destek göstermemek ihanet olur.

Kimileri kendince eleştiriyor da, dibimizde PKK devleti kurulmak istenirken, devlet nasıl davranmalıydı? Bunu kabullenmek PKK devletinin kurulmasını kabul etmektir. Amerika, AB kafa tutarken ve hükumetin haklı olduğu ortadayken, aldığı tedbirlerin arkasında durmak gerekir. Şüphe oluşturmanın, ucuz kahramanlığın zamanı değil. Vatanını seven insan yapıcı olmalı, samimi olmalı.

“Kürdistan” söylemleriyle ortaya çıkanlar, Türkiye Cumhuriyeti’ni Kürtlere karşı mücadele içindeymiş gibi göstermeye çalışmasın. Ezber yaptıkları “Megri”, “Habur”, “Oslo” ifadeleriyle, kimse sözde “Kürdistan” söylemini temize çıkarmaya çalışmasın. Anaların ağlamaması için yapılan çözüm süreci ile o dönem alınan riski hafife almasın. Öncelikli olarak barış denenmeliydi; gerekliydi, yapıldı.

“Kürt sorunu” söylemi hezeyandır. Sorun, Kürt sorunu değil terör sorunudur. Ve bu sorun kimi siyasetçilerin ifade ettiği gibi, “HDP bir Öcalan projesidir”, “Daha Apo’nun heykelini dikeceğiz”, “Kürdistan’da kazanacağız”, “PKK sizi tükürüğüyle boğar”, “Biz sırtımızı YPG/PYD’ye dayadık”, “PKK terör örgütü değildir”, “Oy verirken aklınıza Öcalan gelsin” diyen ‘kravatlı/döpiyesli teröristler’le birlikte çözülmez. Ki zaten onların böyle bir problemi de yok.

Kürtler bizim canımız, kardeşlerimiz. Sorunumuz; Kürt milliyetçiliğini maşa olarak kullanan, özgürlük söylemleri yalnızca dilinde olan, komünist şiddet ve baskı devletini amaç edinmiş ve ülkeyi parçalayacak bir tuzağa sürüklemek isteyen terör örgütü olan PKK/YPG/PYD. Mücadele, ‘Komünist Kürdistan’ hayali kuran kalleşlerle.  Ve devamı ile de inşa’Allah bütün katillerin kökü kuruyacak!

Diğer yandan FETÖ ile mücadele halâ devam ediyor. Gezi kalkışması ve 15 Temmuz işgal girişimi yaşandı bu ülkede ve halâ ellerini ovuşturarak fırsat bekleyen hainler var. “ Beka sorunu yok” diyenler, bakınız beka sorununun özeti Sn. Devlet Bahçeli’nin şu cümlelerinde;

“Özellikle Suriye savaşı ve FETÖ ile mücadele bitinceye kadar Sayın Erdoğan’ın desteklenmesi lazım.”

Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan şöyle sesleniyor milletine;

"Bu seçimde elbette öncelikle belediye başkanlarını seçeceksiniz. Ama sadece bu kadar değil bu seçimde aynı zamanda Türkiye'ye kurulmaya çalışılan tuzakları da birlikte bozacağız. Bu ülkenin ve milletin hasmı ne kadar kesim varsa hepsi de pürdikkat 31 Mart'ta sandıktan çıkacak sonucu bekliyor. Ülkemizin istiklaline, milletimizin istikbaline, halkımızın işine, aşına, ekmeğine kast edenler, ellerini ovuşturarak bekliyor… Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaştığında sahip olacağı güçten korkuyorlar… Milletimiz bugüne kadar bu oyunlara hep sandıkta cevap verdiği gibi, bu seçimlerde de aynısını yapacak, Türkiye'ye kurulmaya çalışan tuzakları bozacaktır."

Allah ülkemizi her daim güçlü kılsın. Ordumuzu kahpe kurşunlardan, devletimizi kahpe düşmanlardan, hainlerden esirgesin. Milletimizin ferasetini artırsın. Seçim, ülkemiz için hayırlara vesile olsun.

“Konstantinopolis diye bir yer yoktur. Bununla birlikte, Kürdistan diye bir yer yoktur, asla da olmayacaktır." (D. Bahçeli)

YORUMLAR

  • 0 Yorum