Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir. (Enfal Suresi, 46)
Değişik ülkelerde, değişik kültürlerde ve ailelerde yetişmiş, farklı dilleri konuşuyor olsalar da samimi iman edenleri bir araya getiren ve kardeşlik bağıyla bağlayan; Allah’ın din olarak seçip beğendiği İslam dinidir.
Apaçık düşman şeytan, Allah’ın birliği emrettiği önemli hükümleri göz ardı ettirmeye ve müminlerin aralarındaki bağı yıpratmaya çalışır. Bu amacı doğrultusunda müminlerin sözlerini olumsuz yönde etkilemek için büyük çaba harcar. Kur’an’da müminlerin aralarını açmaya çalışan bu sinsi düşmana, "Kullarıma, sözün en güzel olanını söylemelerini söyle. Çünkü şeytan aralarını açıp bozmaktadır. Şüphesiz şeytan insanın açıkça bir düşmanıdır." (İsra Suresi, 53) ifadesiyle dikkat çekilir.
Kur’an ahlâkının özünde, inanç birliği ve ortak değerler vardır. Yapmamız gereken bu değerleri özümsemek ve ayrılığa düşmekten sakınmaktır; Allah’ın ipine sarılmaktır, dağılıp ayrılmamaktır. Bu, Yüce Allah’ın tüm iman sahiplerine buyruğudur.
“Ancak bugün İslam âleminin içler acısı durumu bu kardeşliğe gölge düşürüyor. Uzun yıllardan beri Müslümanları saran acı ve sıkıntılara, İslam dünyasının üzerini kaplayan karanlıklara her geçen gün yenileri ekleniyor. Dünyanın dört bir yanında oluk oluk Müslüman kanı akıyor.
İngiltere ve ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri Suriye ve Irak başta olmak üzere İslam coğrafyasını yerle bir etmeye devam ederken sivil katliamları tarihte hiç görülmemiş boyutlara varıyor. Musul’da IŞİD’le mücadele adı altında düzenlenen bombardımanlarda toplu Müslüman kıyımları yaşanıyor.
IŞİD, El Kaide, Haşdi Şabi gibi kanlı radikal terör örgütleri Ortadoğu’daki dizayn operasyonlarında baş rolü oynuyor ve Şii-Sünni eksenli mezhep çatışmalarını körüklüyorlar. Müslüman ülkeler arasında kitlesel savaşları ateşlemek için sayısız insanlık dışı vahşi terör eylemlerine başvuruyorlar. Amaç; kitlesel Müslüman katliamları…
Arakan, Keşmir, Moro, Doğu Türkistan gibi bölgelerde azınlık olarak yaşayan Müslümanlara uygulanan işkence, zulüm ve katliamlar da akıllara durgunluk veriyor.
Koalisyon güçlerinin 2 yıldır aralıksız süren saldırıları ve IŞİD terörü Yemen’i kan gölüne çevirdi.
Geçtiğimiz günlerde Katar’ın zorla içine sürüklendiği suni kriz de İslam dünyasını kendi içinden çökertme planlarının son örneklerindendir.” (*)
Müslümanların birbiriyle savaşması helal değildir. Dahası savaşanlar varsa aralarının düzeltilmesi Allah’ın buyruğudur. Allah, “İnkar edenler birbirinin velisidir. Siz de birbirinize veli olmazsanız, yeryüzünde fitne ve fesat çıkar.” (Enfal Suresi, 73) buyurduğu halde, Müslümanlar birbirleriyle veli olmayı terk ettikleri içindir ki fitne ve fesada kapılmış, çekişip birbirlerine düşmüş, güç kaybetmişlerdir.
Uluslararası kurumların, sivil toplum örgütlerinin, kurum ve organizasyonların yok saydığı eziyet ve zulüm gören Müslümanların tek umudu İslam dünyasıdır. Ancak kimi Müslüman katliamlarını yine Müslümanların yapıyor olması özellikle dinimiz açısından son derece dehşet ve utanç verici bir durumdur.
Neredeyse tüm dünya aleyhlerinde birleşmişken Müslümanların ayrılığa düşmeleri, birbirleriyle uğraşmaları büyük yanılgıdır. “La İlahe İllAllah, Muhammeden Resûlullah” diyen herkes kardeştir, nur gibi Müslüman’dır. Müslümanlar tüm artık bir araya gelmeli, kurşunla kaynatılmış gibi kenetlenmeli, birbirlerine veli olmalı, haksızlıklara karşı birlikte mücadele etmelidirler.
Müslümanların merhamet, adalet, hoşgörü, özveri gibi üstün ahlâk özellikleri sergileyerek, kardeşlik bağlarını güçlendirme yönünde çabalarını artırmaları gerekiyor. Çünkü ebedî barınma ve mutluluk yurdundaki kardeşliğin temelleri burada atılır.
“…Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma. Rabbimiz, gerçekten Sen, çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin.” (Haşr Suresi, 10)
(*) http://gundemanaliz.com/
YORUMLAR