Darwin, bulduğu sonuçlar ile kendince dini inancının çelişmesinden dolayı deneyimlediği duyguları şöyle ifade eder:
“İnançsızlık bana çok yavaş yaklaştı; ancak, sonunda kesinleşti. O kadar yavaş geldi ki hiç üzüntü hissetmedim. O günden bu yana da sonuçlarımın doğru olduğu konusunda bir saniye bile kuşku duymadım.”
Kimi ‘Müslüman Evrimciler’in, “İnançlar, insanların kültürel evriminin bir sonucu olarak ortaya çıkan düşünce sistemleridir" gibi ifadelerle başlayan evrim-ateizm başlıklı makalelerdeki görüşleri sindirebiliyor olmaları ilginç. Dinlerin evrimi düşüncesi, birtakım ön kabullerden ve arkeolojik delillerin de bu ön kabule uygun bir şekilde yorumlanmasıdır. Nedir bu ön kabul?.. Materyalizm.
Evrimci bir siteden alıntıladığım şu ifadelere bakınız;
“Evrim, teistlerin baş hedefi olmuştur. Bu yüzden cepleri zaten derin olan teist kesim evrim aleyhine büyük miktarda kaynak aktarmış ve yaratılışçıların dillerinden düşüremedikleri onca bilim karşıtı iftira, demagoji ve yalanı üretmiştir.
Darwinistler her ne kadar itiraz etseler de çelişkili ve mantık dışı cevaplarla açıklama getirmeye çalışsalar da evrim, biyolojik kökenlerimize dair ‘doğalcı’ bir açıklama bularak ateizmi destekler, teşvik eder. Richard Dawkins’in sözlerinden anlaşıldığı üzere; “Ateizm, Darwin’den önce de kabul edilebilir bir düşünce idiyse de Darwin, ateistlerin düşünsel anlamda tatmin olmasını da mümkün kılmıştır.”
Darwin, bulduğu sonuçlar ile kendince dini inancının çelişmesinden dolayı deneyimlediği duyguları şöyle ifade eder:
“İnançsızlık bana çok yavaş yaklaştı; ancak, sonunda kesinleşti. O kadar yavaş geldi ki hiç üzüntü hissetmedim. O günden bu yana da sonuçlarımın doğru olduğu konusunda bir saniye bile kuşku duymadım.”
Kimi ‘Müslüman Evrimciler’in, “İnançlar, insanların kültürel evriminin bir sonucu olarak ortaya çıkan düşünce sistemleridir" gibi ifadelerle başlayan evrim-ateizm başlıklı makalelerdeki görüşleri sindirebiliyor olmaları ilginç. Dinlerin evrimi düşüncesi, birtakım ön kabullerden ve arkeolojik delillerin de bu ön kabule uygun bir şekilde yorumlanmasıdır. Nedir bu ön kabul?.. Materyalizm.
Evrimci bir siteden alıntıladığım şu ifadelere bakınız;
“Evrim, teistlerin baş hedefi olmuştur. Bu yüzden cepleri zaten derin olan teist kesim evrim aleyhine büyük miktarda kaynak aktarmış ve yaratılışçıların dillerinden düşüremedikleri onca bilim karşıtı iftira, demagoji ve yalanı üretmiştir.
Teizm masallara dayandığı için bilim karşısında devamlı tükürdüğünü yalamaya mahkûmdur. Bunu dünyanın yuvarlaklığında da yaptılar, klonlama teknolojisinde yaptılar, bilimin ve teknolojinin binlerce küçük buluşunda yaptılar ve şu anda da evrimde yapmaya başlıyorlar. Fakat doğru bir kere bulunduğunda bundan dönüş olmayacağından, bu çabaları uzun vadede boşunadır.”
Hatta yaratılışçılığın ateizmi desteklediğini ve teşvik ettiğini iddia edebilenler bile görebilirsiniz;
"Genelde çok fazla düşünsel sahtekârlık barındırması sebebiyle, yaratılışçılık, kimi insanları ateizme yönlendirebilmektedir. (*)
Evrim teorisinin sözde bilimsel görüntüsünden etkilenmek hatadır. Özellikle de "Evrim teorisine inanmayan dogmatiktir", "Evrim teorisine inanmamak bilimsel değildir", "Teori, bilim dünyasının geneli tarafından kabul edilmektedir" gibi dayanaksız ifadeler, gerçeklerden taviz vermeye yol açıyor.
Evrim fikrine itibar etmenin kökeninde, Allah'ın dilediği anda dilediğini yaratma ve yok etme gücünü göz ardı etmelerinin önemli bir rolü vardır. Bu görüş, tabiat kanunlarının sabit ve değişmez olduğu ve hiçbir olayın bu kanunlar dışında gerçekleşmeyeceğini varsayan "natüralist" dogmanın etkisidir. Bu büyük bir yanılgıdır. Çünkü "tabiat kanunları" dediğimiz kavramlar, Allah'ın maddeyi belirli bir düzen içinde yaratmasından ve korumasından kaynaklanır. Bunlar maddenin kendisinden kaynaklanan özellikler değildir.
Darwinizm’in fikrî temelini oluşturan natüralist dogmadan etkilenen inananlar, canlıların ve insanın kökenini de tabiat kanunlarına göre açıklamaya çalışırlar. Allah'ın bu tabiat kanunları ile sınırlanmış bir yaratılışla canlıları var ettiğini düşünür, dolayısıyla mutasyon, doğal seleksiyon, türleşme gibi kavramları kullanarak bir türün diğerine dönüşmesi yoluyla yaratılış olduğunu zannederler. İnanan bir insanın böyle "natüralist" bir mantığa kapılması çok hatalı olur, çünkü Kur’an'ın pek çok ayetinde bildirilmiş olan mucizeler, bu mantığın yanlış olduğunu açıkça gösterir. “İnanç ayrı, evrim gerçeği ayrı" şeklindeki mantığı öne sürenlerin asıl vermek istedikleri mesaj; "Bir gerçek dünya vardır ve bu bilimle anlaşılır ve bilim bize yaratılış diye bir şey olmadığını gösterir, ama isteyen kendi kişisel görüşü içinde dilediğine inanır" aldatmacasıdır.
Allah sonsuz gücün ve ilmin sahibidir. Zamanın, mekânın ve sebeplerin yaratıcısı; zamandan, mekândan ve sebeplerden münezzehtir. Yaratmasının aşamalı ya da aniden olması elbette O’nun takdirindedir. Biz yaratışının nasıl gerçekleştiğini Kur’an’dan ve tüm kâinatta sergilediği bilimsel kanıtlardan anlayabiliriz. Ancak her iki kaynakta da bu tarz bir 'evrimle yaratma’ olgusuna dair hiçbir işaret yoktur.
Samimi inanan bir insanın, Eski Mısır ve Sümerler devrinden kalan putperest bir hurafe olan, imanı zedeleyen, henüz protein aşamasında, fosil aşamasında yıkılmış ve her şeyi tesadüflerle açıklayan bir teori olan evrim teorisi ile aynı şeyi savunuyor olması mümkün mü?
Elbette Allah dileseydi canlıları evrimle de yaratabilirdi. Ancak böyle bir yaratılış şekli olsaydı, bunu, Kur'an ayetlerinde detaylı açıklamaları ile görebilirdik. Kur'an bize canlılığın ve kâinatın Allah'ın "Ol" emriyle mucizevi şekilde var edildiğini bildirir:
Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "Ol" der, o da hemen olur. (Bakara Suresi, 117)
Daha önceki bir yazımda, “Allah canlıları evrim yoluyla yaratmış olabilir" görüşünün, gerçekte Darwinizm ile Yaratılış arasında bir "uzlaşma" arama çabası ve bunun büyük bir yanılgı olduğundan söz etmiştim. Evet bu, Darwinizm'in ana mantığını ve hangi felsefe için savunulduğunu gözden kaçırmaktır. Darwinizm, canlı türlerinin birbirine nasıl dönüştüğünün açıklaması değildir; gerçekte canlı türlerinin kökenini madde faktörüyle açıklayabilmek için verilen bir mücadeledir. Allah'ı ve yaratmasını inkâr edip, canlıların doğanın bir ürünü oldukları iddiasını 'bilim maskesi' altında insanlara kabul ettirme çabasıdır.
İnsanlar şüphesiz istedikleri teoriye inanabilirler. Ancak Allah'ı ve yaratılışı inkâr üzerine kurulu bir teori ile uzlaşılamaz. Bunun bilincinde olan evrim yanlıları, bilimsel tartışmalar yaratılışı savunan bilim adamlarının kesin zaferleriyle sonuçlandığı için evrimsel yaratılış görüşüne sarılıyor, bu görüşü destekliyorlar. Bu sinsi destek ise kimi inananların yanlış görüşler ortaya atmalarına sebep oluyor. Evrimsel yaratılış iddiası, bilim dışı evrimci görüşlere destek olmaktır.
Evrim teorisi ile Allah inancı arasında hiçbir ortak nokta yoktur. Bir uzlaşma bulma adına Darwinizm'in bilimsel bir teori olduğu iddiasını onaylamak, büyük bir yanılgıdır. Bugün artık ortaya çıkmıştır ki Darwinizm materyalizm ve ateizmin omurgasıdır ve ortak nokta bulma arayışı bu gerçeği asla değiştirmeyecektir.
Elif E. Bayraktar
(*) Babinski, Ed. 1995. Leaving the Fold: Testimonies of Former Fundamentalists. Buffalo, NY: Prometheus Books
YORUMLAR