ELİF NİSA

ELİF NİSA

[email protected]

Doğuyoruz

20 Ağustos 2018 - 19:06

İki sene önce The Economist ve New York Times’ın NATO’yu Erdoğan’a müdahaleye çağırmasının arkasından 15 Temmuz’u yaşadık. Geçtiğimiz günlerde de Newsweek’teki “Erdoğan’a operasyon yapın” çağrısı ile Türkiye’ye müdahalenin yolları aranıyor.

Küresel güçler, Ortadoğu’da “büyük devlet” istemiyor. Bu sebeple güçlerinin yettiği birçok ülkeyi bölük pörçük ettiler. Kendilerince sıradaki ülkeler üzerinde ise ekonomik ve siyasi yaptırımlarla güç denemesi yapıyorlar.

Bugünlerde ABD, küresel sistem için bir tehdit olarak gördüğü Türkiye’ye tarihin en büyük operasyonunu çekiyor.

Suriye'den çıkmamızı, PKK yönetimindeki "Kürt" devletinin kurulmasına ses çıkarmamamızı, İran'a yaptırıma destek olmamızı, S-400 almamamızı, Asya pazarına yönelmememizi, Doğu Akdeniz'de doğalgaz çıkarma hayallerinden vazgeçmemizi isteyen ABD, ekonomik operasyonla Türkiye’yi zayıflatmaya çalışıyor.

Mesele ‘Papaz’ ya da doların inip çıkması değil, ortada ülkemize açılmış bir siyasi saldırı, bir savaş var.

Türkiye bu kadar yoğun saldırı altındayken, vefasızlık çok büyük vicdansızlıktır. Türkiye’nin, nereye çekilse oraya gidecek kişilere değil Başkanımız Erdoğan gibi azimli, kararlı hizmet edecek insanlara ihtiyacı vardır.

Türkiye’ye yapılan her saldırı aynı zamanda İslam aleminedir. Bizi yok etmeye çalışanlara karşı, bu hak davada devletimizin yanında olmamız lâzımdır. Ülkemize yönelik hiçbir atağa seyirci kalamayız. Türk milletinin her bireyi vatanını, milletini bayrağını savunmakla sorumludur.

Bugünlerde hayati bir mücadele veriyoruz. Bu mücadeleyi desteklememek ihanettir. Vatan ve milletin bir meşru müdafaası varken destek olmamak, vatanın parçalanmasını da kabul etmek demektir.

Milli ve yerli olan herkesin ittifak etmesi, Türkiye’nin birliği ve bütünlüğü için cansiperane gayret etmesi gerekiyor.

Aramızda mezhep, görüş, uygulama hatta inanç anlamında çeşitli farklılıklar olabilir. Ancak bu farklılıklar, Kur'an'da bildirildiği gibi, tanışıp kaynaşmamız içindir. Farklılıklar zenginliktir, renktir. Vicdanlı insanlara düşen, Kur’an ahlakı gereğince birliğimizi korumak ve güçlendirmektir.

Prof. Nevzat Tarhan, kriz yönetiminin üç temel kuralını şöyle açıklıyordu bir tweetinde:.

1-Ümitsizliğe düşmemek

2-Önce yangını söndürmek sebebi sonraya bırakmak

3-Her krizin bir başarının başlangıcı olma potansiyeline sahip olduğunu unutmamak, ki bu finansal krizin hiç ekonomik temeli yok, bir doğum yaşayacağız İnşallah.

Asla ümitsizliğe düşmeyiz. Biliriz ki Allah inananlara Katından yardım gönderir, onları galip kılar, zafere ulaştırır. Allah'ın yardım vaadine kesin bilgiyle iman edenler asla ümitsizliğe kapılmaz, yaşanan olayı Allah’ın nasıl sonuçlandıracağını heyecan içinde beklerler. Hz. Musa kıssasındaki örneği hatırlarsak… Musa (as), Firavun'un zulmünden korumak için Mısır'dan çıkardığı kavmiyle birlikte Kızıldeniz’e ulaştığında, içlerinden bazı zayıf imanlılar, Firavun ordusu tarafından sıkıştırıldıklarını düşünmüş ve ümitsizliğe kapılmışlardı. Musa(as)’ın sözleri ise Rabbinin kendileriyle birlikte olduğuna dair derin inancının göstergesi idi;

"… Şüphesiz Rabbim, benimle beraberdir; bana yol gösterecektir." (Şuara Suresi, 62)

Başkan Erdoğan: "Küresel sistemin kabadayıları, bedeli kanla ödenmiş kazanımlarımıza hoyratça, destursuzca el uzatamaz... Devletlerin başarısının sırrı, barış istiyorlarsa daima savaşa hazır olmalarından geçer, biz savaşa hazırız. Bunu Fırat Kalkanı'nda ortaya koyduk, Afrin'de de ortaya koyduk, yarın da koyarız” diyordu.

Biz her şeye hazırız. Allah’ın izniyle öyle derindir inancımız. Kaldı ki her sıkıntının sonu vardır, bitmeyen imtihan yoktur. Yaşanan zorluklar doğum sancılarıdır; doğuyoruz.

Ülkemiz, Dışişleri Bakanımız M. Çavuşoğlu’nun ifade ettiği gibi, “insanî yardımda dünyanın en cömert ülkesi. Tüm dünyadaki mazlumlar da bunu görüyor ve Türkiye ekonomisinin güçlü olması için dua ediyorlar.” Allah edilen duaları vesile kılıp ülkemizi aydınlığa çıkarsın. Devletimizin, milletimizin ve başkanımızın aleyhinde tuzak kuranların oyunlarını bozsun, etkisiz kılsın, kendi dertlerine düşürsün.

Artık 'kötülüğü örgütleyip düzenleyenler', Allah'ın, kendilerini yerin dibine geçirmeyeceğinden veya şuuruna varamayacakları yerden azabın gelmeyeceğinden emin midirler? (Nahl Suresi, 45)

YORUMLAR

  • 0 Yorum