Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hafta içi, Çankaya Köşkü'nde düzenlenen, “Koronavirüsle Mücadele Eşgüdüm Toplantısı” öncesinde konuştu.
Bugüne kadar hastalığın kontrol altında tutulmasıyla ilgili sağlık önlemleri ve diğer tedbirleri peyder pey hayata geçirdiklerini, geçirmeye de devam ettiklerini söyledi. Ayrıca şunları ilave etti Sn Cumhurbaşkanı; “Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi ile KOVID-19 salgınının etkilerini azaltmak için toplamda 100 milyar liralık bir kaynağı devreye alıyoruz… İnşaAllah bugün burada alacağımız kararlarla bu zoru birlikte başaracağız. Ülkemizi sağ salim bu süreçten çıkardığımızda önümüzde eskisinden çok daha büyük fırsatların bizi beklediğini şimdiden görebiliyoruz. Tabii burada bir taraftan sabır bir diğer taraftan dua ile bizim bu süreci başaracağımıza inanıyorum."
Hemen aynı gün, ülkece yaşadığımız zorlu her durumdan siyasi rant hedefleyen etki ajanı şeytanî ekip, Cumhurbaşkanı’nın yaptığı bu konuşmadan sadece “dua” kısmını alıp oradan uygunsuz üslup ve hakaretlerle içindeki İslam düşmanlığını kustu.
Dua, ihtiyaç içindeki, güçsüz ve sonlu bir varlık olan insanın, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, sınırsız ve sonsuz güce sahip Rabbine çağrıda bulunması ve tüm benliğiyle O'na yönelip yardım dilemesidir. Duanın gücüne inanmayan, yaşadığı olayların tesadüfen başına geldiğine inanan insanın rahatça yaşam sürmesi mümkün müdür?
Doğumu ve ölümü belirleyen Allah'tır. İnsanı zorluktan kurtaran, şifa veren Allah’tır. Hiçbir olay Allah'tan bağımsız gelişmez. Koronavirüs de dahil olmak üzere hastalığa neden olan her mikroorganizma, Allah'ın sebep olarak yarattığı varlıktır. Ve hiçbiri başıboş değildir, Allah'ın kontrolündedir. Bir virüs tesadüfen insan bedenine girmez. Hastalığı meydana getiren, tedaviyi yapan doktoru ve ilacı yaratan, onları şifaya vesile eden Yüce Allah'tır.
Kainattaki küçük-büyük her detay, yaşamımızdaki her an, her yeni olay Allah'ın dilemesiyle, O'nun üstün aklıyla ve O'nun belirlediği şekilde meydana gelir. “İşimiz duaya mı kaldı?” ve benzer ifadeler, Allah'ın üzerimizdeki ve tüm kainattaki kontrolüne, gücü ve hâkimiyetine -haşa- güvensizlik ifadesidir.
Yaşanan zorluk ve sıkıntılardan insanı feraha çıkaracak tek güç Allah'tır. Dua ederek Rabbi ile bağlantı kuran insan, samimiyetle ettiği her duaya Allah'ın icabet edeceğinin bilincinde olarak bu ibadeti yerine getirir.
Yanlış ama zorluk zamanlarında daha güçlenir dualarımız. Bir musibetle karşılaştığımızda daha gönülden, daha samimi olur. Dua, yalnızca zor zamanlarda; korku duyduğumuz ya da tehlikelerle karşı karşıya kaldığımızda hatırladığımız bir ibadet değil, hayatımızın ayrılmaz bir parçası olmalı. İnsan Rabbi karşısındaki aczinin bilincinde olarak hem kolaylıkta, hem de zorlukta O'ndan yardım istemeli. Bundan farklı bir davranış Allah’a karşı büyüklenmek olur.
Allah zamandan münezzehtir; zamana bağlı olan bizleriz. Dua gerçekte bizi kaderimizde olana doğru yönlendirir. Dua ettiğimiz zaman ile sonuca şahit olacağımız zaman arasındaki süreç, sabır ve tevekkül sergileyeceğimiz süredir; onunla sınanırız.
Her türlü tedbiri alması ve her çözüm yolunu denemesi insanın sorumluğu gereğidir. Tüm tedbirleri aldıktan sonra ise sabır ve dua ile sonucun hayırla sonuçlanmasını bekler insan.
‘Korku tüneli’ gibidir dünya hayatı; içinde dolaşırken zahiren korkutucu, endişe verici şeylerle karşılaşırız. Ama sonunda onların hepsi geçer, gider; bitmeyen zorluk yoktur. İnsan, Allah’a güvenmeli, bu dünyadan hayırla çıkacağını bilmeli. Bilmeli ki yolun sonu aydınlıktır; samimi kulunu aydınlığa çıkaracak olan Allah'tır ve O'na güvenip-dayanmak müthiş bir lükstür.
Sarp yokuşlar hiç aşılamayacakmış gibi göründüğünde yardım isteriz Allah’tan, içten dua ederiz ki, icabet etsin. "Umudum azaldı" diyorsak, aslında az olan duamızdır.
… O'na korkarak ve umut taşıyarak dua edin. Doğrusu Allah'ın rahmeti iyilik yapanlara pek yakındır. (A’raf Suresi, 56)
Bir musibet karşısında hiçbir şey yapmadan beklemek şeytanî bir tevekküldür. Olası tehlikelere karşı tedbir almak farzdır. Samimi inanan insan fiili dua anlamında tedbirlerini alır, sebeplere sarılır; örneğin hastalık durumunda doktora gider, ilaçlarını kullanır. Ancak Şafi olan Allah dilememişse hiçbir doktor şifa veremez.
Devletimizin ve bizlerin aldığı her tedbir fiili duadır. “Allah’ım, içimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helâk etme” de sözlü dua!
“Dua etmekte aciz olmayın, çünkü dua eden hiçbir insan helâk olmaz.” (İbn Hıbbân, Ed’ıye, No:871; Hâkim, De’avât, I, 494)
Bilimsel çalışmaların bu küresel salgın karşısında sağlayacağı başarılı sonuçlara güvenelim, tedbirlerimizi hakkıyla alalım, hijyen kurallarına, çevre ve evlerimizin temizliğine özen gösterelim, beslenmemize dikkat edelim, mümkün olduğunca evden çıkmayalım, sabır ve tevekküle dua edelim, Allah’a güvenip dayanalım.
Allah ülkemizi ve milletimizi esirgesin. Sağlık çalışanlarımıza güç kuvvet versin. Devletimize zeval vermesin.
YORUMLAR