ELİF NİSA

ELİF NİSA

[email protected]

İslam Birliği

28 Nisan 2016 - 01:39

Son günlerde çok güzel gelişmeler yaşanıyor. Örneğin; 41 İslam ülkesinin gücünü birleştirmesi, mezhebi ve ismi ne olursa olsun yeryüzünde fitne ve fesat çıkaran, insanları korkutan, öldüren silahlı terör örgütlerine karşı ittihad etmesi bu önemli gelişmelerden en önemlisiydi.

İslam Birliği konusunda, bugüne kadar neredeyse hiç seslendirilmemiş hatta düşünülmesi garip karşılanmış fikirler ortaya atılıyor, Türk İslam dünyasında çeşitli yetkililer, İslam ülkelerinin birlik olması gerektiği konusunda daha önce kendilerinden duyulmamış açıklamalar yapıyorlar. İslam Birliği, İslam dünyasında diplomatik düzeyde yapılan toplantılarda temel konu olarak işleniyor ve birlik sesleri daha fazla dile getiriliyor.

İslam Birliği, ‘İslam kültürü’ temeli üzerine inşa edilen, üye ülkelerin bağımsızlıklarını ve milli sınırlarını korudukları bir birliktir. Devletler yapısal olarak birleşmeyecektir kuşkusuz, ama ortak politika ve çıkarlar çerçevesinde bazı ortak organları olacaktır. Avrupa Birliği birlik ruhu yansıtmaz ancak İslam Birliği - Allah’ın dilemesiyle -akılcılık, samimiyet, sevgi ve coşku temeline oturacaktır.

Kur’an’ın, “Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. dağılıp ayrılmayın” buyruğu gereğince ittihad yani birleşme zorunludur. İslam dünyasında yıllardır yaşanan acı ve dökülen kan, bu parçalanmanın getirdiği sonuçlardan biridir. Kan ve gözyaşının durması ve insanların huzur içinde yaşamaları için İttihad-ı İslam’ın önemi açıktır. Her Müslüman bu süreçte çaba içinde olmalıdır.

Bediüzzaman, “İttihad-ı İslam bu zamanın en büyük farz vazifesidir ve âdet değil, ibadettir” diyerek, bu birleşmenin önemine dikkat çeker.

Merhum Prof. Necmettin Erbakan bu ideale yürekten inanan bir insandı. Şöyle diyordu Sayın Erbakan; “Bakın huzurlarınızda inanarak söylüyorum: dünyanın bu gidişatı karşısında hiç kimse İslam Birliğinin kurulmasına mani olamayacaktır. Bu kaçınılmaz bir zarurettir. İslam birliği mutlaka ama mutlaka kurulacaktır.”

Birçok kimsenin hatta nur talebesi olarak bilinen birçok insanın bile dile getirmediği günlerde ve yıllardır İttihad-ı İslam konusunu ‘şiddetle’ gündemde tutan Sayın Adnan Oktar’ın geçtiğimiz günlerde bir makalesinde okuduğum ezber bozan açıklamalarını paylaşmak istiyorum;

“Müslümanların birbirini sevmesi ve desteklemesine İttihad-ı İslam denir… ''Müslümanların birleşmesine gerek yok'' diyorlar. Bu olacak iş değil. Bunda bir acaiplik var, bir hastalık var, bir yanlışlık var. Bunun derhal düzeltilmesi lazım. İttihad-ı İslam’ın coşkuyla, aşkla savunulması lazım. Aksi haramdır. Allah'ın emri yerine gelmeden Allah vaadini yerine getirmez. Allah; ''Birleşin bereket vereyim, kuvvet vereyim, güç vereyim. Birleşmezseniz kuvvetiniz elinizden gidecek'' diyor. Avrupa Birliği oluyor da, komünistler birleşiyor da, başka ülkeler birleşiyor da İslam alemi niçin birleşmesin?.. İttihad-ı İslam’ı güya ütopya gibi görenler yanılıyorlar. Allah, İttihad-ı İslam için ütopya demiyor, “Vadediyorum, yapacağım” diyor… Olaylara İslamiyet ruhuyla bakılırsa kurtuluşun İttihad-ı İslam’la olacağı görülür. İslam aleminin birleşmesi için alimlerin teşvik etmesi önemli...”

Barış ve huzur yalnızca Allah'ın emrettiği gibi birlik olduğumuzda gerçekleşebilir. İttihad, Kur’an’ın en önemli konusudur. Çünkü Kur’an’ın tamamı Müslümanların birlik olmasına göre anlatılır, bölük-pörçük olmalarına göre değil. Allah, Müslümanları hep bütün olarak kabul eder. Ancak âlem-i İslam, paramparça. Hepimiz birlik, hepimiz beraber olmalıyız; geç kalmadan. Allah sevgisinde, Allah korkusunda, dini yaymada, İttihad-ı İslam’da, Kur’an’a hizmette kararlı olmalıyız.Hayatımızın her anında olduğu gibi, ittihad-ı İslam’ı amaçlarken de Allah’ın ve Peygamberimiz(asm)’ın gösterdiği yolu izlemeliyiz. Kendi mantığına, kendi yorumuna ve uygun gördüğü koşullara göre farklı yolları izlemek ve Allah’ın gösterdiği yoldan başka yola uymak kayba götürür. Allah’ın yardımı, yalnızca Kendisinin ve Resûlünün yolunda çaba gösterenler içindir.

İttihad-ı İslam, Allah'ın dilemesiyle zaten gerçekleşecek, İslam yeryüzüne hâkim olacak. Bolluğuyla, bereketiyle, insanlara sağlayacağı refah ve huzur dolu ortamıyla her insanın ulaşmak isteyeceği ve hayâl ettiği bu güzel dönemle müjdelenmek, kuşkusuz tüm Müslümanlar için üstün bir şereftir. Ancak hepimiz buna ne kadar vesile olduğumuzu, gerçekleşmesi yönünde ne kadar çaba gösterdiğimizi ve içten ne kadar dua ettiğimizi samimi olarak, tevilde bulunmadan düşünelim. Sonra “sayıp döktüğümüz mazeretler” kabul edilmeyebilir…

"Aranızdaki kardeşlik bağını koruyun; çünkü sizin silah mühimmatınız budur." (Hasan El Benna)

YORUMLAR

  • 0 Yorum