… Ve zalimlere "kazandıklarınızı tadın" denir. (Zümer Suresi, 24)
Zulüm kavramı, bir devletin yönetiminde de kendini gösterebilir. Hükümetin veya otoritenin yurttaşlarına veya belirli bir grup insanına karşı haksız, keyfi ve baskıcı uygulamaları zulümdür.
Zulmün karşıtı ise adalettir. Yeryüzündeki her çeşit zulme ve zalimlere karşı çıkmak, her durumda ve her kimin aleyhinde olursa olsun adaleti ayakta tutmak ise Kur'an'ın en önemli emirlerindendir.
Haksızlık, eziyet ve işkence, haksız yere cana kıymak, hırsızlık yapmak, Allah'ın sınırlarını aşarak insanların hakkına tecavüz etmek, onları yaşadıkları yerden sürüp çıkarmak, tüm bu eylemler Kur'an'da verilen zulüm örnekleridir.
Tüm bu örneklerin tamamının bir arada yaşandığı günlerden geçiyoruz. Terörist İsrail, 7 Ekim'den bu yana tüm dünyanın gözleri önünde Gazze'de günde en az 173 kadın ve çocuğa soykırım uyguladı. Gazze'deki hükümetin basın ofisinden yapılan açıklamada İsrail'in 65 bin tondan fazla patlayıcıyla düzenlediği saldırılarda 10 bin 800 çocuk, 7 bin 250 kadın, tam 24. 620 Filistinli kardeşimiz şehit oldu. Çoğu kadın ve çocuk 7 bin kişi hala enkaz altında veya kayıp, 337 sağlık çalışanı, 119 gazeteci, 45 sivil savunma görevlisi öldürüldü, 2 milyon kişi yerinden yurdundan edildi. Kalanlar ise açlık, susuzluk, hastalık ve yıkımla mücadele ediyor.
Zalimler hedeflerine ulaşmak için gözleri dönmüş bir şekilde uğraşıyorlar. Tuzaklarını Allah kolaylaştırıyor gibi görünse de biz umut ve dua ediyoruz; kurdukları planları başlarına bela olacak. Kötülük çemberi içinde yaşayan zalimlerin kurduğu tuzakları, Allah zamanı geldiğinde elbette başlarına geçirecek.
Peygamberimiz(asm)’ın zulüm konusunda birçok hadisi var. “Allah, zâlime muhakkak ki mühlet verir de onu yakalayacağı zaman, göz açtırmadan aniden yakalar” dedikten sonra şu ayeti okuyor: “Onlar, zulüm işlemektelerken, ülkeleri (veya nesilleri) yakaladığı zaman... Rabbinin yakalaması işte böyledir. Gerçekten O'nun yakalaması pek acı, pek şiddetlidir.” (Hûd Suresi, 102) (Buhâri, Tefsir-Müslim, Fiten)
Bir başka hadisinde ise, “Kim bir kişinin zâlim olduğunu bilerek ona yardım etmek üzere zâlim ile birlikte yürürse, İslâm'dan dışarı çıkmış olur.” buyuruyor. (İbn Kesir)
Zulme rıza göstermek, engel olmak için çaba göstermemek de o zulme ortak olmaktır. İnsanlık onuru taşıyan vicdanı diri ve Kur’an ahlâkını yaşama çabasındaki her insan zulümle mücadele etmeli. Tarihte de baskılara, eziyetlere, tüm olumsuz koşullara ve engellemelere sabır ve kararlılık gösterip direnen müminler, şerefli bir hayat yaşayıp bugün müminlerin saygıyla andıkları birer örnek oldular.
Geçmişte ve halen günümüzde tüm dünyada eziyet gören Müslümanlar, elbette Allah’ın imtihanına tabidirler. Bu ‘kuşluk vakti’ kadar kısa dünya hayatında, zorluk zamanlarında müminlerin gösterdikleri sabır ve tevekküllerinin, Allah katında çok üstün bir karşılığı olacaktır. Geçmişte de birçok mümin topluluğun aynı sıkıntıları yaşamış olması, müminler için bir ölçüdür, Allah’ın sünnetidir. Zorlu dönemlerde iman edenler büyük imtihanlar yaşamışlar, ancak her zaman Allah’ın yardımı onlarla olmuştur.
Bozguncular, aralarında kötülükleri örgütleyip-düzenler kurarlarken de, baskı plânları yaparlarken de, Yüce Allah onları görür ve işitir. Zulmedenlerin yapmakta olduklarından habersiz değildir, onları gözlerin dehşetle belireceği o güne erteler.
Dünya hayatındaki imtihan gereği zalim zulüm yapacak, mazlum onun zulmüne karşı direnecek. Kimileri zulmü izleyecek, kimileri karşı duracak, kimileri ise zalimle yol alacak. İmtihan böyle. Müminler bütün bunların bilincinde olarak Rablerinin yardımını ve desteğini umut ederek çaba gösterirler. Sonsuz adalet sahibi olan Allah, elbette ki zulmedenler üzerinde de adaletini tecelli ettirir.
Ahirette de zulmedenlerin tüm yapıp ettikleri, Allah huzurunda sorgulanma günü kendilerine geri dönecek. Ancak o gün, “Zulmedenlerin ne mazeretleri bir yarar sağlayacak, ne de hoşnutluk dilekleri kabul edilecek. (Rum Suresi, 57)
“Ölüm hayattan daha merhametli" diyor ya videodaki Gazzeli çocuk. Adaletsiz, zalim bir hayat varsa elbette ölüm de var. Allah, zalimin yapıp ettiklerini yanına mı bırakacak? En gizli, en sinsi davranışın bile kesinlikle intikamını alacak. Bunun bilincinde olmak, Müslüman için rahatlık ve ferahlıktır. Zalim, dünyadaki vicdansızlığı ile ne kazandıysa ahirette onu tadacak.
Al-i İmran Suresi, 192. ayette, "Rabbimiz, şüphesiz Sen kimi ateşe sokarsan, artık onu 'hor ve aşağılık' kılmışsındır; zulmedenlerin yardımcıları yoktur" buyrulur. Enaniyetli, kendisini büyük ve gücünü kendisinden zannedenleri Rabbimiz müthiş aşağılar. Zalimlerin yardımcısı yoktur, cezası budur. Sonsuz azap, ahlâksızlığı ortadan kaldıran büyük silahtır, zalimler için büyük tehdittir. Cehennemde zalim için Allah’ın Celal ismi tecelli eder, ebedî mutsuzluk vesilesi olur. Mümin, zulmedenden mazlumun hakkının alınması ile Celal’de Cemal’i izler; cehennem onun için rahmettir, nimettir, ebedî mutluluk vesilesidir.
Sen bu zalimleri, ölümün 'şiddetli sarsıntıları' sırasında meleklerin ellerini uzatarak onlara: "Canlarınızı (bu kıskıvrak yakalanıştan) çıkarın, bugün Allah’a karşı haksız olanı söylediğiniz ve O'nun ayetlerinden büyüklenerek (yüz çevirmeniz) dolayısıyla alçaltıcı bir azapla karşılık göreceksiniz" (dediklerinde) bir görsen. (En’am Suresi, 93)
…
Ve lütfen;
Filistin'i konuşmaktan vazgeçmeyin.
Zulüm bitene kadar susmayın.
Gazze'yi unutmayın.
Yemezseniz ölmezsiniz, içmezseniz ölmezsiniz, kullanmazsanız ölmezsiniz.
Harcadığınız her bir kuruş Siyonazi katillerin kurşunudur; Gazze'deki bir bebeğe sıktığı ölümdür.
Bugün yarın ve daima Siyonist mallarına boykota devam!
Unutmayalım, biz de kazandıklarımızı tadacağız.
Elif E. Bayraktar
YORUMLAR