Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve Allah'a ve Resûlü'ne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Tevbe Suresi, 71)
Yüce Allah, kadını ve kadın haklarını Kur’an’la koruma altına almış, ona toplumda olması gereken saygın bir yer kazandırmıştır. Bu, Allah'ın kadınlar üzerindeki sonsuz rahmetidir.
Ancak, İslam’da kadın konusu her zaman bir tartışma konusu olmuştur. Önceki hafta, bir İlahiyat profesörünün ‘İslam’da Kadın’ konulu bir TV programında söylediği, “Kur’an’da erkekler imtiyazlıdır” cümlesi ile dehşete düştüm. Neydi imtiyaz konuları? Evlilik, boşanma, kadına dayak(!) vs.
Kadını ‘dini yarım’ olarak gören bağnaz zihniyetin, aynı gece konuyla ilgili attığım tweet’lere getirdiği hezeyan dolu eleştirileri daha da acayipti. Programda söz edildiği gibi, kapitalizmin kadını bir nesne haline getirdiği bir gerçek ama buna çözüm kadını evden çıkarmamak mı olmalı? Namazlarını aksatacağı, erkeklerin arasına karışıp günaha sebep olacağı gibi izahlar, kadını nesne olmaktan çıkarıp özne haline getiren Kur’an ile çelişmiyor mu? Bugün yaşanan dejenerasyonun çözümü bu mudur? Bu zihniyetin, kadın konusundaki önyargılarını aşmadan problemlere çözüm getiremeyeceği açıktır.
Bu zihniyetin en fazla rahatsız olduğu konu kadın konusudur. Cennette bile kadının ‘otağ’ından çıkamayacağı izahını yapan ‘hocalar’ var. Bu tarz acayip izahlar yüzünden İslâm’ın kadını ikinci plana attığı, eve hapsettiği gibi suçlamaların faturası hep Kur’an’a çıkarılıyor. Birçoğunun kadınla alâkalı konularda gösterdikleri eforu, küfre karşı gösterdiklerine ise maalesef pek şahit olamıyoruz.
Kur’an erkeği mi muhatap alıyor?
Kur’an’ın, erkeği muhatap aldığı dayanaksız bir iddiadır. Kur’an insanlara özel bir konu olmadığı sürece kadın ve erkek olarak değil "Ey İnananlar" şeklinde hitap eder. İnsana insan olarak bakar. Doğrudur; tarih kitaplarının tarihi yanlış anlamamıza sebep oldukları gibi, dinin yanlış anlaşılmasında da bazı din kitaplarının rolü büyüktür. Kur’an bizi yaratan, bizim için en güzel hayatı tarif eden ve tüm kâinatı emrimize veren sonsuz güç sahibi Allah’ın kelamıdır; onun üzerinde bir başka söz, bir başka kıstas yoktur. İnsanı yanlıştan uzaklaştırıp doğruya götüren İlahi rehberdir.
Kur’an bir bütündür ve bir konuda, o konuyla ilgili ayetlerin tümünü göz önünde bulundurarak ne demek istediğini anlayabiliriz.
Kur’an’da erkek üstün mü?
Kur’an’da erkeklerin üstün olduğuna delil olarak gösterilen bazı ayetler var. Burada önce Nisa Suresi 34. ayeti inceleyelim.
Allah'ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde hâkim/ 'sorumlu gözeticidir.'.. (Nisa Suresi, 34)
Ayette geçen ”erricalü kavvamune alennisai” ifadesi, ”erkekler kadınları gözetir” ya da ”erkekler kadınların geçimlerinden sorumludur” manâsında çevrilmesi gerekirken, çoğu mealde erkeğin kadın üzerinde otorite/hâkim olduğu şeklinde çevrilmiştir. Buradaki kelime, “sorumlu gözetici” anlamındadır. Erkeğin, kadını koruması, gözetmesi ve sakınması anlamındadır.
Meal yazarlarının çoğu, bu ayette geçen ”kavvam” kelimesini ”yönetici, hâkim” olarak çevirmesine karşın, her ne hikmetse aynı kelimenin geçtiği Nisa Suresi 135 ve Maide Suresi 8. ayette ”adaleti ayakta tutun, adaleti gözetin” olarak çevrilmişlerdir.
Yine aynı ayette ”faddalallâhu ba’dâhum alâ ba’din” ifadesinin manası ”her birine farklı yetenek ve özellikler verdik”dir. Ancak birçok mealde her nedense ”Allah bazılarını (erkekleri), bazılarından (kadınlardan) üstün kılmıştır” şeklinde çevrilmiştir.
Ayette ”Allah erkekleri kadınlara üstün kılmıştır” yazsaydı şöyle olması gerekirdi; “faddalallâhu’rricae alennisai”. Ayette geçen ”badehum” (bazıları) kelimesindeki ”hum” zamirini sadece erkeklere gönderdiğinizde anlam şöyle olur: Allah erkeklerin bazısını bazısına üstün kılmıştır. Bu da ayetin içinde bulunduğu metne uymaz. Hum zamirini erkek ve kadınlardan oluşan karma bir gruba gönderdiğinizde anlam şöyle olur: “Allah erkeklerin ve kadınların bazısını bazısına üstün kılmıştır”.
Nisa Suresi 32 ve Rad Suresi 4. ayette aynı kelimeler geçer. Ancak her ne hikmetse burada ”kiminizi kiminize üstün kıldı” olarak çevrilmiştir. Ayetin manası, ”Allah her birine farklı yetenek ve özellikler vermiştir”dir. Cinsiyet ayrımı yoktur. (*)
Kadına dayak(!)
Nisa Suresi, 34. Ayetin devamı ise şöyledir; … Nüşuzundan korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allah Yücedir, büyüktür.
Ayette geçen "darabe" kelimesi çok fazla anlama geldiği halde birçok mealde "dövmek" olarak tercüme edilmiştir. Örneğin Nur Suresi'ndeki, kadınlara hitaben "örtülerini yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar" ayetindeki “koysunlar” fiilinin Arapça'sı da darabe fiilinden gelir. Ayette kastedilen, bazı meallerdeki ifadesiyle dövmek değil, "bir süre ayrılmak" anlamındadır. (Kuşkusuz doğrusunu Rabbim bilir.)
Evlilikte problem yaşanıyorsa, Kur'an, ya evliliğin düzgün bir şekilde devamını ya da güzellikle boşanmayı tavsiye eder, dövmeyi değil. Kaldı ki bir erkeğin, zina halinde gördüğü karısına bile kendi eliyle ceza uygulamasının Kur'an'dan referansı yoktur. Kısacası geçimsizlik durumunda, kocanın karısını döveceğini söylemek zorlama ifadedir.
Peygamberimiz(asm), insanları katıksızca Allah'a yönelmeye ve O'nun hükümlerini uygulamaya davet etmiştir. O, eşlerine hafif bile olsa asla vurmamış, elini kaldırmamıştır. Yaşadığı bir sorun sebebiyle bir süre ayrılmış, anlaştıktan sonra yeniden bir araya gelmiştir. Bizim için önemli olan, Allah'ın Kur’an'da bildirdikleri ve indirildiği dönemde, insanların birçoğunun batıl inançlarını Kur’an ile ortadan kaldıran Peygamberimiz(asm)’ın uygulamalarıdır. Kadın ve çocuk dövmemek Peygamberimizin sünnetidir.
“Resulullah(asm)’ın, kendi eliyle ne bir hizmetçiye, ne de bir kadına vurmadığı gibi—Allah yolunda savaşmaktan başka—elini sertçe herhangi bir şeye vurduğunu da görmedim.” Hz. Aişe(ra)
Haftaya aynı konuya devam edeceğim inşa’Allah.
(*) https://kurandaceliskiolmaz.com/
YORUMLAR