ELİF NİSA

ELİF NİSA

[email protected]

Küresel ve Sistematik Bir Proje: Eşcinsellik

24 Haziran 2019 - 23:46 - Güncelleme: 24 Haziran 2019 - 23:48

BBC’de yayınlanan bir programda kadın elbisesi giydirilmiş, makyaj yapılıp kadın gibi dans ettirilen Down Sendromlu erkek çocukların görüntülerini dehşete kapılarak izledim. Bu nasıl insanlık dışı bir eylemdir ki çocukları ve dahası engelli çocukları kullanıyor, bu sapıklığı yaygınlaştırmakta artık sınır tanımıyorlar! 

Açıkça çocuk istismarıydı bu! Belki marjinal bir örnek ama internette bir başka haberde de 10 yaşında bir erkek çocuk konu ediliyordu. Bu masum çocuk henüz 2 yaşında iken LGBT yürüyüşlerine götürülüyor, annesinin hazırladığı giysilerle gay barlarda ‘performans’ adı altında dans ettiriliyor, üzerinden para kazanılıyor. Dahası, ülke çapında bir kampanya ile çocuğun insanlara ilham verdiği yönünde bir algı yürütülüyor. Kim bu çocuk hakkında kendi hür iradesi ile “drag kid” olmuştur diyebilir? Belli ki bu olaylar sistematik bir proje ve küresel çapta başarıyla uygulanıyor. Özellikle gençler üzerinde çok etkili oluyor ki proje zaten öncelikle gençleri ‘ele geçirme’ üzerine maalesef.

Eşcinsellik sapkınlığını "cinsel tercih" adı altında normalleştirme politikası son 20-30 senedir tüm dünyada revaçta. Toplumu ifsad etmek için müthiş bir yapılanma var ve ne yazık ki bunu sahte ‘sempatik’ maskeler altında oldukça profesyonelce yapıyorlar. Bu yönde hareket eden tüm sivil toplum örgütleri de çok kolay destek buluyor.

Hatırlarsınız 2017 Ramazan ayında, tam da bayram üzeri acayip olaylar yaşamıştık. Önce 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün LGBT renkleriyle ışıklandırılması, ardından CHP’li Beşiktaş, Şişli, Çankaya ve Nilüfer Belediyelerine LGBT paçavraları asılması. Hatta Beşiktaş Belediye binasına asılan paçavrada, “Freddy Mercury’nin askerleriyiz” yazısının bulunması gibi…

Bugün de yeni seçilen özellikle CHP’li belediyelerde en alakasız yerlerde bile LGBT gündeme getiriliyor, bir diğer maske olan “Cinsiyet Eşitliği” ifadesi kullanılıyor. 

Bazı belediyeler logolarında LGBT renklerini kullanarak değişiklikler yapıyor, "Toplumsal Eşitlik Birimi" adı altında yeni birimler kuruyor. Hatta okullarda LGBT eğitimi gündem ediniliyor. Bu ve benzer eylemler bir ‘hak talebi’nden öte, sistematik bir propagandayı andırıyor. 

İnsanda biyolojik olarak eşcinsel eğilim yoktur. Eşcinsellerin, östrojen hormonlarının yüksekliği ya da genetik olarak bu yaratılışta doğdukları iddiası kesinlikle doğru değildir. Eşcinsellik, genel kabul gören görüşlere göre insanda doğal olarak var olan bir yönelim değil, biyolojik doğaya uymayan bir sapmadır.

"Neden eşcinsellere özgürlük tanımıyorsunuz?", "Rahatça yaşamalarına neden karışıyorsunuz?" gibi sinsi üsluplarla, dinde asla yeri olmayan bir sapkınlığın meşrulaşması için yapılan telkinlerin dozu günden güne artırılıyor, bu görüşü insanlara benimsetmek için büyük çaba gösteriliyor. Yaygın olanın sapkın olmayacağı dayatılmaya çalışılıyor. Oysa sapkın bir davranışın yaygın olması onu doğru yapmaz!

İslam barış ve hoşgörü dinidir ancak inanan insanların, inançları gereği Allah Katında çirkin görülen her şeye karşı duruş sergilemeleri, doğruları anlatmaları, uyarmaları sorumlulukları gereğidir. Kur’an’a ve diğer kutsal kitaplara uygun olan budur.

Özellikle İslam dünyası uzun bir süredir eşcinsellik propagandasının hedefi konumunda. Televizyon, sinema ve internet yoluyla yapılan kara propaganda ile eşcinsellik dünya Müslümanlarına dayatılıyor. Hatta İslamofobi, Müslümanların eşcinselliği kabul etmeleri için şantaj aracı gibi kullanılıyor. 

Karşımızda plânlı, organize, finansmanı güçlü, kararlı bir yapı var. Bu tehlikenin artık farkına varalım ve bu aldatmacalarla değerlerimizden ödün vermeyelim. 

Kaliteli, değerlerine bağlı, vicdanlı bir toplum için LGBT desteği son bulmalı. “Bunun kimseye zararı yok” diyenler yanılır. Toplumun değerlerinin yıkılmasından, gençlerin kendilerini aşağılamasından daha büyük zarar olabilir mi? İnternette LGBT yazıp aratırsanız, ortadaki ürkütücü rezaleti görebilirsiniz. Bu iğrenç görüntülerden hoşlananlar onlarla birlikte yaşasınlar. Biz bu rezilliği istemiyoruz. Üniversitelerde –cinsiyetsiz wc- talebine kadar azgınlaşan bu ahlâk dışı sapıklık propagandasına “hayır” diyoruz. LGBT’yi simgeleyen gökkuşağı renkli bayraklar, bu ürkütücü dünyanın arka planındaki derin güçlerin ve yancılarının hedeflediği karanlığı gizlemek içindir. Bu sapkınlığı yaygınlaştırmak için 2010 yılından bu yana düzenlenen LGBT yürüyüşlerini organize eden sözde dernek veya vakıfların tamamının G. Soros’un Türkiye’de maddi yardımda bulunduğu STK'lar listesinde yer aldığını unutmayalım. Küreselcilerin 'Tek Cinsiyet' amacına hizmet eden bu derneklerin, ortam bulduğunda toplumsal kutuplaşma içinde faaliyet gösterdiklerinin şuurunda olalım.

Bugün bazı şehirlerimizde yasaklandı ancak eşcinsellerin ‘onur’ yürüyüşlerine dair haberler devam ediyor. Müslüman olarak, bu sapkınlığa karşı koymamız ve bu konuda uyarıda bulunmamız gerekiyor. Sosyal medyada elimizden gelen uyarıyı yaptık. Her sene yeni bir rezalet ortaya koyan bu onursuz yürüyüşlere “Hayır!” diyoruz!

İnsanların evlerinin dört duvarı arasında ne yaptığını kimseyi ilgilendirmez. Ancak Kur’an’da açıkça lanetlenmiş olan eşcinselliğin propagandasının yapılmasına, özellikle çocuklarımıza normal bir durummuş gibi empoze edilmeye çalışılmasına seyirci kalmayacağız. İnancımıza göre nasıl hırsızlığın, cinayetin, terörün çirkinliğini anlatıyorsak, eşcinselliğin de Allah’ın haram kıldığı iğrenç bir çirkinlik olduğunu anlatacağız. Eşcinselliği normal görmek ve göstermek, İnsanı "en güzel bir biçimde" yaratan ve onu "düzgün kılan" Allah'ın uyarısını göz ardı etmektir, O’nun sınırlarını çiğnemektir.

Eşcinselliği makul bir "cinsel tercih" olarak gören dünya görüşünü yaygınlaştıranlara karşı duracak, bunun ağır toplumsal yükümlülüğünü üstlenmeyeceğiz. Eşcinselliği legal hale getirmeye çalışan, toplumda sapıklığı normalleştirmeye çalışan anlayışı destekleyenlerin kulvarında olmayacağız. ‘Hümanizm’ maskesi altında meşrulaştırılmaya çalışılıp telkin edilmesini ise asla kabul etmeyeceğiz!

LGBT yanlılarının bu yıl için dünyadaki sloganı şu cümlelermiş: “Öfkenizi kaybetmeyin!.. Sessiz kalma zamanı bitti.”

Evet bizim de sessiz kalma zamanımız bitti!

Dedi ki: "Gerçekten ben, sizin bu yaptığınıza öfke ile karşı olanlardanım." (Şuara Suresi, 168)

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum