ELİF NİSA

ELİF NİSA

[email protected]

Kürt Sorunu Değil, PKK/HDP Sorunu

22 Eylül 2019 - 17:17

Geçen hafta tam da annelerin direnişi sürerken HDP milletvekili Leyla Güven Diyarbakır’da yaptığı konuşmada densizce şu sözleri söylüyordu; 

“Kürt sorunu devam ettikçe gerillaya katılım da olacak, çatışma da olacak, savaş da olacak.”

PKK, “Kürt milliyetçisi gerilla örgütü” gibi gösterilmeye çalışılsa da gerçekte Darwinist- Marksist- Leninist bir terör örgütüdür. PKK’nın amacı demokrat ve özgür bir bölge oluşturmak değil, ülkeyi parçalayacak bir tuzağa sürüklemektir. 

Bu ülkede Kürt sorunu değil terör sorunu vardır; PKK sorunu vardır. HDP sorunu vardır. Kaldı ki ‘Kürt sorunu’nu daha dün odun toplamaya giden sivil Kürt kardeşlerimizi katlederek mi çözecekler bunlar? Ya da senelerdir katlettikleri diğer Kürt vatandaşlarımızı…

Yazar Ufuk Coşkun son yazılarından birinde, Kürt sorununun demokrasi ve eşit yurttaşlık sorunu olduğunu söyleyenlerin yanıldığını belirtiyor ve devam ediyor; “Bundan 15 yıl önce öyleydi. Erdoğan’ın attığı adımlarla Kürtler bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı sayıldılar. PKK ve partisi işte buna tahammül edemedi. Dolayısıyla Kürdün asıl sorunu PKK’dır”.

PKK’nın büyük bir kesimini kaçırarak ya da kandırarak eğittiği militanlara, doğadaki her şeyin evrimleşmesinin doğanın diyalektiği, canlıların birbirlerinden türemesinin canlıların diyalektiği ve toplumların komünist toplum düzenine doğru gelişmesi tarihin diyalektiği olarak anlatılıyor. Sonunda ise Komünist Kürt Devrimi gerçekleşecektir(!) 

Canlıların diyalektiği kapsamında insanın maymunlarla ortak atadan geldiği, bir tür hayvan olduğu safsataları da aşılanıyor. Bir sonraki safha ise gerilla eğitimi. Bu eğitim sonucunda, gençler toplum için son derece tehlikeli ölüm makineleri haline geliyorlar. Sonunda Allah'ı, dinini, devletini ve değerlerini reddeden, insanları kolayca katledilebilecek birer hayvan olarak gören kişiler ortaya çıkıyor. 

Değerlerini yitiren, Allah'a ve ölüm sonrası sorgulanacağına inanmayan insan, her türlü ahlâksızlığı ve zalimliği rahatça yapabilir. Bu nedenledir ki, Marksist liderler ve onları izleyenler, bebek, çocuk, genç, kadın, yaşlı ayırt etmeden masum insanları rahatlıkla öldürebilmişlerdir. 

Bugün yine çözüm süreci dillendiriliyor. Üstelik, çözüm sürecini ihanetle suçlayıp teröre destek verenler yapıyor bunu. Terörle mücadele sürecini, devleti “katil” hatta “serî katil”(!) ilan ederek terörün ve teröristin yanında yer alanlar... Devletin, kendi kazdığı çukurlara gömdüğü örgüt, azgınca yeniden devlete meydan okuyacak duruma getirilmeye çalışılıyor.

PKK korku politikasıyla, silahla saygınlık kazanmayı amaçlayan bir terör örgütüdür. Silah bırakması söz konusu olmaz. Silahını bıraktığı an tüm gücünü yitirir, aşağılanır. PKK saldırganlıktan, komünist ideolojisinden ve ideallerinden vazgeçmeyecektir. Türkiye'yi bölme planı karşısında birlikte hareket edilmesi gerekli. Vatanını, milletini, bayrağını seven her vatandaş bu oyuna dikkat etmeli.

Bakın HDP’nin ABD temsilcisi Giran Özcan, ABD’nin sağcı dergisi The National Interest’te geçtiğimiz günlerde yazdığı makalede, PKK’nın ABD tarafından tanınmasını önerdi. Özcan, ABD’nin PKK’ya bir güvenlik problemi olarak bakmaması gerektiğini ve örgütle politik ilişki kurması gerektiğini söyleyecek kadar ileri gitti.  Özcan HDP’nin PKK bağlantısını bir kez daha hiç çekinmeden ortaya koyarak “ABD örgütün lider kadrosunun başına konan ödülleri kaldırmalıdır” dedi. Türkiye’nin Rusya ile derinleşen politik ve askeri bağlantılarının NATO antlaşmasının ruhuna aykırı olduğunu iddia eden Özcan “ABD NATO standartları için Türkiye’yi durdurmalı” hezeyanında bulundu. (*)

Yazılı ve görsel medya, bu kanlı örgütü övücü üslûptan ve kimi partili ve ‘görevliler’in düzdüğü methiye dolu sözleri servis ederek gerilim oluşturmaktan kaçınmalı artık. Milli birlik ve bütünlük için, bekamız için devlete tam destek olmak gerekirken, zarar verecek açıklamalar yapmak, ortamı provoke etmek,  samimi destek göstermemek ihanettir. 

Vatanını seven insan yapıcı olmalı, samimi olmalı. Ucu PKK’ya, HDP’ye de dokunsa gerçekleri görmeli. Mesela ülkemizin hektarlarca ormanını şerefsiz PKK’nın yaktığını görmeli. Diyarbakır’da HDP merkezi önünde günlerdir kaçırılan/kandırılan evlatlarını bekleyen yüreği yangın yeri anneleri görmeli.

Kimileri kendince eleştiriyor da, dibimizde PKK devleti kurulmak istenirken, devlet nasıl davranmalı? Bunu kabullenmek PKK devletinin kurulmasını kabul etmektir. Devletimizin haklı olduğu ortadayken, aldığı tedbirlerin arkasında durmak gerekir. Şüphe oluşturmanın, ucuz kahramanlığın zamanı değil. 

 “Kürdistan” söylemleriyle ortaya çıkanlar, Türkiye Cumhuriyeti’ni Kürtlere karşı mücadele içindeymiş gibi göstermeye çalışmasın. Ezber yaptıkları “Megri”, “Habur”, “Oslo” ifadeleriyle, kimse sözde “Kürdistan” söylemini temize çıkarmaya çalışmasın. Anaların ağlamaması için yapılan çözüm süreci ile o dönem alınan riski hafife almasın. Öncelikli olarak barış denenmeliydi; gerekliydi, yapıldı. O verilen son fırsattı. Fırsatı değerlendirmediler, şimdi gereken yapılıyor.

“Kürt sorunu” söylemi hezeyandır. Sorun, Kürt sorunu değil terör sorunudur. Ve bu sorun kimi siyasetçilerin ifade ettiği gibi, “HDP bir Öcalan projesidir”, “"PKK değil Türk Devleti silah bırakacak", "İstiklal Marşı ırkçı bir dayatmadır”, Daha Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz”, “Kürdistan’da kazanacağız”, “PKK sizi tükürüğüyle boğar”, “Biz sırtımızı YPG/PYD’ye dayadık”, “PKK terör örgütü değildir”, “Oy verirken aklınıza Öcalan gelsin” diyen ‘kravatlı/döpiyesli teröristler’le birlikte çözülmez. Ki zaten onların Kürt sorunu gibi bir problemi de yok.

Kalleş ve kahpe terör örgütü mensupları ile terör mağduru insanları çok iyi ayırt edelim. Kürtler bizim kardeşlerimiz. Onları şefkatle koruyup kollamak güzel ahlâkın gereğidir. Sorunumuz; Kürt milliyetçiliğini maşa olarak kullanan, özgürlük söylemleri yalnızca dilinde olan, komünist şiddet ve baskı devletini amaç edinmiş ve ülkeyi parçalayacak bir tuzağa sürüklemek isteyen terör örgütü olan PKK/YPG/PYD. Mücadelemiz ‘Komünist Kürdistan’ hayali kuran kalleşlerledir!

Öncelikle aramızdaki birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhunu yeniden hayata geçirmeliyiz ki vicdanlı insanlara düşen görev budur. Akılcı olmalı, pozitif olmalı, akılcı ve pozitif bakmalıyız. Kürt de bizim, Lâz da, Çerkes de, Türk de. Alevi de bizim, Sünnî de Şii de. Biz birlikte büyük Türkiye’yiz.

“Bırakın bu kavmiyetçilik fitnesini! Siz Selçuklu’nun, Selahaddin’in torunlarısınız. Çanakkale ruhunu diriltin, Çanakkale ruhunu! Türk’le Kürd’ü ayırırsanız, bu topraklar leş kargalarına yem olur. Birleştirirseniz, emperyalistler defolur!.. Ve tarihi biz yaparız yeniden.” (Merhum Prof. N. Erbakan)

Elif Nisa

(*)https://www.aksam.com.tr/guncel/hdp-abdde-pkk-icin-lobi-yapiyor/haber-1004535

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum