Kıyamete dair onlarca alâmet Peygamber(asm)’ın da haber verdiği üzere, tesbih taneleri gibi ard arda gerçekleşmeye devam ediyor. Son 30 yıl içinde tahakkuk eden hadisler, kimileri görmezden, duymazdan gelmeye hatta gizlemeye çalışsa da, internet vesilesiyle insanlara ulaşıyor.
Çoğunluk, dünyada yaşanan karmaşayı sebep göstererek, insanları umutsuzluğa sevk etmek istiyor. Oysa bütün bu alâmetler, İslam’ın yeryüzü hâkimiyetinin yakın olduğunun müjdeleri.
Küresel güç edebiyatı yapan, İslam alemini dayanaksız ‘öcü’lerle korkutmaya ve Müslümanlar’ı pasifize etmeye çalışanlar, şeytanın görevlendirdiği kişiler. Umutsuz, ürkek, teslimiyetçi ve korkak bir ruh hali Müslüman’a yakışmıyor. Çünkü korkulacak tek güç Allah’tır.
Hadis kaynaklarında Hz. Mehdi’ye dair bilgi veren yüzlerce hadis, ittifakla günümüz olaylarına işaret ediyor. Tablonun bütününe bakıldığında görünen; bu kadar fazla sayıda olmasına rağmen, kıyamete dair hadislerin hemen çoğunun gerçekleşmiş bulunması, tam da o zamanı yaşıyor olduğumuzun delilidir. Bu büyük bir mucizedir.
Hadislerin birçoğu önceleri anlaşılamamış, ancak işaret edilen olayların ortaya çıkmasıyla yorumlanmış ve netleşmiştir. Bugün diğer hadislerin tahakkuk etmemiş olduğunu bile farz etsek, Lulin kuyruklu yıldızının çıkışı tek başına bir delildir.
Peygamberimiz (asm)’ın hadislerinde Hz. Mehdi(as)’in çıkış alameti olarak belirttiği ve İmam-ı Rabbani’nin de detaylı olarak tefsir ettiği “iki dişli münevver (aydınlatıcı) bir boynuz çıkar” ifadesi 24 Şubat 2009 yılında Dünya’ya en yakın noktadan geçen Lulin kuyruklu yıldızına işaret ediyor. (Kuşkusuz doğrusunu Rabbim bilir.) Hadisteki ifadelerin tümünün Lulin kuyruklu yıldızının özellikleriyle birebir örtüşüyor olması önemli bir mucizedir ve bütün müminler için de çok büyük bir müjdedir.
Bu müjdeleri saklayanların, Mehdi beklentisinin insanları tembelliğe sürüklediği, boş beklentilere sevk ettiği, bu nedenle gündeme getirilmemesi gerektiği gibi iddialarını sıklıkla duyuyoruz. Kurtarıcı beklemenin, Müslümanları atalete düşürüp geri kalmalarına yol açtığı, fakirlik, cehalet, zulüm ve her türlü kötülük karşısında, "Bunu ancak Mehdi ortadan kaldırır. Nasılsa gelecek, biz durup bekleyelim" şeklinde bir düşünceye kapıldıkları gibi iddialar, samimi müminler için tamamen tutarsızdır.
Tam aksine gönülden iman eden insan, Hz. İsa(as) ve Hz. Mehdi(as)’ın gelecekleri ortam için en güzel hazırlığı yapmaya gayret eder. Allah'ın bu kutlu insanları gönderecek olması, samimi iman sahipleri için sürekli fışkıran bir şevk kaynağıdır. Mümin, içten imanî bir coşku ve heyecanla, kendisini ve etrafını bu kutlu olay için hazırlar. Tembellik, pasiflik ve coşkusuzluk, imanî zafiyet göstergesidir. Ahir zamanın bu müjdeleri, müminleri tembelliğe sevk edecek olsaydı, Peygamberimiz(asm) bu haberleri ısrarla vermezdi.
Tüm bu alâmetleri kimi zaman mecburiyetten açıklamak durumunda kalan kişilerin ise özellikle Mehdi (as)’a dair hadisleri gizlemeleri ise ilginç. Çünkü kıyamete dair tüm hadisler aslında Hz. Mehdi’nin çıkış alâmetinin müjdesini verir. Kıyametin en önemli alâmeti zaten Hz. Mehdi’as)’ın zuhurudur.
Mehdiyet iddia değil, ispat makamıdır. İslam dünyaya hâkim olduğunda İslam âleminin başına geçecek olan şahıs Hz. Mehdi’dir. Hüsn-ü zan edebiliriz ancak “şu şahıs kesinlikle Mehdi’dir” demek yanlış olur.
Müminin ideali, başkalarının değil İslam'ın idealleridir... Kur'an ahlakını yaygınlaştırmak için hakkı ve hakikati var gücüyle anlatır mümin. Allah’ın vaad ettiği güzelliklere şahit olmak kadar vesile olmaya da gayret eder.
Mehdiyet’in özü samimiyettir, hikmettir. Mehdiyet zahirde zorlukla ve yavaş gelişen bir sistemdir. Allah Katında süresi bellidir; Allah o süreyi doldurtur.
Allah Mehdiyetin galibiyetine hükmetmiştir; samimi müminlerin sayısı bir elin parmakları kadar da olsa, galibiyet mukadderdir. Hiç kuşkusuz Allah vaadine sadık olandır; dünyanın ömrü bir gün bile kalmış olsa…
"...Dünyanın ömründen sadece bir gün kalsa bile, Allah benim Ehl-i Beytim’den bir şahıs gönderecektir. O dünyayı (daha önce) zulümle olduğu gibi adaletle dolduracaktır." (Sünen Ebu Davud, Cilt 14, s. 402)
YORUMLAR