Cuma günü Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’dan, heyecanla beklediğimiz müjdeyi aldık. Türkiye, tarihinin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz'de gerçekleştirdi.
Fatih Sondaj Gemimiz, Tuna-1 kuyusu sondajında 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfetti. Ki bunun çok daha zengin bir kaynağın sadece bir parçası olduğu açıklandı.
Hedef, 2023 yılında Karadeniz gazını milletimizin kullanımına sunmak. Hedef, enerjide artık dışa bağımlı bir ülke olmaktan kurtulmak.
Eskiden yabancı şirketlere yüklerle para verilir, onlar da sondaj gemileriyle petrol ve gaz ararlar, “bulamadık” der, kuyulara mühür vururlardı. Bugün biz kendi sondaj gemilerimizle, kendimize ait zenginliğimizi çıkarıyoruz. Bu ülkeye aidiyeti olan herkes buna sevinmeli.
Günlerdir yapılan olumsuz eleştiriler lütfen artık umurumuzda olmasın. Gerçeklerin değersizleştirildiği hatta üretilen algıların gerçeklerin yerini aldığı bir dönemdeyiz. Cumhurbaşkanımızın, hükumetin, kurumların zarar görmesini hedefleyen, hep aynı yıkıcı muhalefet ruhuyla nefes almadan algı operasyonu yapan, hezeyanlar sergileyen ekibin, artık biliyoruz ki ne acımız acıları, ne sevincimiz sevinçleri...
Ülkesinin çıkarına olan her şeye karşı çıkma noktasına nasıl gelir insan? Allah bizi bu ülkenin derdiyle sevinip sevinciyle dertlenen acayip güruhtan kılmadı ya, ne kadar şükretsek az.
Hep bize medeniyet örneği olarak dayattıkları Avrupa'da salgından dolayı fazladan para ödememek için ekonomiye yük olarak gördükleri için de yaşlıları ölüme terk edildiğine şahit olduk.
‘Organize Kötüler’i yazmaya çalışmıştım daha önce. Yapılan her hizmeti olumsuz yönde eleştiren, sabote etmeye çalışan, kendince alaya alan, olumlu konuşanı ise adeta linç eden, sosyal terör estiren kötüleri.
Türkiye’nin dünyada güven ve itibarını kaybetmiş bir ülke olduğu iftirasını atan kötülere inat, biz bu süreçten Allah’ın izniyle daha da güçlenerek çıkacağız.
Türkiye mazlumların, güçsüzlerin ve ezilen Müslümanların dünyadaki son kalesi, son sesi. Biz, dünyaya milletimizin mazlumlar için, adalet için nasıl bir araya gelindiğini gösterdik. Biz, pandemi döneminde de insani dayanışma ve tarihi bağlar adına tek başına bölgesel ve küresel bir sorumluluk gösterdik. Biz, merhamet medeniyeti Osmanlı’nın mirasçıları olarak hep kimsesizlerin sesi, mazlumların umudu olduk; dün de bugün de. Türkiye her dönem sınırları içinde ve dışındaki mazlum çocukların gözlerindeki sevinç oldu.
Biz hep “önce insan” dedik.
Önce hep “mazlumlar” dedik.
Hep vicdanlı ve merhametli olduk. Mazlumla, mağdurla ve yetimle nimetlerimizi paylaştık. Allah da vaadini yerine getirdi, bahşettiği nimet ve güzellikleri artırdı.
Ülkemize geldikleri günden bu yana Suriyeli kardeşlerimizin yediği lokmayı sayıyor, “Defolun, nereye giderseniz gidin” diyorlardı nefretle. Biz de “mazluma yardım bereket getirir” diyorduk. Bugün kazılan o kuyuların derinliklerinde bu merhametli milletin duası var. Bakın, Allah hesaba katmadığımız yerden rızık verdi. Hesapsız da verecek belki.
Çünkü Allah, yaptıklarının en güzeliyle karşılık verecek ve onlara kendi fazlından artıracaktır. Allah dilediğini hesapsız rızıklandırır. (Nur Suresi, 38)
Güzel bir ahlâk göstererek yolda kalmışla, yurdundan çıkarılmış mazlumla ve yetimle nimetlerimizi paylaştığımızda Allah vaadini yerine getirir, bahşettiği nimet ve güzellikleri artırır.
"Fakirleri seviniz ve onlara yakın olunuz. Siz onları severseniz, Allah da sizi sever. Siz onlara yakın olursanız, Allah da size yakın olur. Siz onları giydirirseniz, Allah da sizi giydirir. Siz onları yedirirseniz, Allah da sizi yedirir. Siz cömert olunuz ki, Allah da size karşı cömert olsun." (Ramuz El Hadis, 1. Cilt)
Kimileri özlüyor olsa da eski ‘ezik’ Türkiye eskide kaldı. Mensubu olduğumuz milleti ve devletimizi düşmanlarımızın diliyle karalayanların ruh hâline aldırmayalım artık. Devletimizin yanında olalım, dua edelim; Allah’ın izniyle başaracağız!..
Araştırmacı yazar Sn. Murat Akan’ın dediği gibi;
“Ne ABD, ne Çin, ne Rusya... Yeni yükselen güç Türkiye olacak.
-Jeopolitik ve jeostratejik konum
-Enerji kaynaklarına yakınlık
-Savaşma kabiliyeti
-Milletleri yönetme tecrübesi
-Dini ve ırki hinterland avantajı...
Tek eksik özgüven ve güçlü bir iradeydi. O da tamam inşa’Allah... “
Sn. Berat Albayrak’ın sözlerini çarpıtarak, “Türkiye’nin ekseni kaydı, Batı’dan uzaklaştık, bittik, mahvolduk” hezeyanları sergileyenlere afili bir cümle ile cevap verdi Sn. Bakan: “Artık ne Doğu, ne Batı... Yeni eksen Türkiye.”
Ülkemiz, ‘Büyük ve Güçlü Türkiye’ yolunda hiç kimsenin hakkına göz dikmeden ama hakkını da hiç kimseye yedirmeden, yerli ve milli atılımlarla 2023 hedeflerine doğru yürüyor. Allah’ın izniyle o yolda daha nice müjdeler olsun, bizi de şahit kılsın.
Fatih Sondaj Gemimiz, Tuna-1 kuyusu sondajında 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfetti. Ki bunun çok daha zengin bir kaynağın sadece bir parçası olduğu açıklandı.
Hedef, 2023 yılında Karadeniz gazını milletimizin kullanımına sunmak. Hedef, enerjide artık dışa bağımlı bir ülke olmaktan kurtulmak.
Eskiden yabancı şirketlere yüklerle para verilir, onlar da sondaj gemileriyle petrol ve gaz ararlar, “bulamadık” der, kuyulara mühür vururlardı. Bugün biz kendi sondaj gemilerimizle, kendimize ait zenginliğimizi çıkarıyoruz. Bu ülkeye aidiyeti olan herkes buna sevinmeli.
Günlerdir yapılan olumsuz eleştiriler lütfen artık umurumuzda olmasın. Gerçeklerin değersizleştirildiği hatta üretilen algıların gerçeklerin yerini aldığı bir dönemdeyiz. Cumhurbaşkanımızın, hükumetin, kurumların zarar görmesini hedefleyen, hep aynı yıkıcı muhalefet ruhuyla nefes almadan algı operasyonu yapan, hezeyanlar sergileyen ekibin, artık biliyoruz ki ne acımız acıları, ne sevincimiz sevinçleri...
Ülkesinin çıkarına olan her şeye karşı çıkma noktasına nasıl gelir insan? Allah bizi bu ülkenin derdiyle sevinip sevinciyle dertlenen acayip güruhtan kılmadı ya, ne kadar şükretsek az.
Hep bize medeniyet örneği olarak dayattıkları Avrupa'da salgından dolayı fazladan para ödememek için ekonomiye yük olarak gördükleri için de yaşlıları ölüme terk edildiğine şahit olduk.
‘Organize Kötüler’i yazmaya çalışmıştım daha önce. Yapılan her hizmeti olumsuz yönde eleştiren, sabote etmeye çalışan, kendince alaya alan, olumlu konuşanı ise adeta linç eden, sosyal terör estiren kötüleri.
Türkiye’nin dünyada güven ve itibarını kaybetmiş bir ülke olduğu iftirasını atan kötülere inat, biz bu süreçten Allah’ın izniyle daha da güçlenerek çıkacağız.
Türkiye mazlumların, güçsüzlerin ve ezilen Müslümanların dünyadaki son kalesi, son sesi. Biz, dünyaya milletimizin mazlumlar için, adalet için nasıl bir araya gelindiğini gösterdik. Biz, pandemi döneminde de insani dayanışma ve tarihi bağlar adına tek başına bölgesel ve küresel bir sorumluluk gösterdik. Biz, merhamet medeniyeti Osmanlı’nın mirasçıları olarak hep kimsesizlerin sesi, mazlumların umudu olduk; dün de bugün de. Türkiye her dönem sınırları içinde ve dışındaki mazlum çocukların gözlerindeki sevinç oldu.
Biz hep “önce insan” dedik.
Önce hep “mazlumlar” dedik.
Hep vicdanlı ve merhametli olduk. Mazlumla, mağdurla ve yetimle nimetlerimizi paylaştık. Allah da vaadini yerine getirdi, bahşettiği nimet ve güzellikleri artırdı.
Ülkemize geldikleri günden bu yana Suriyeli kardeşlerimizin yediği lokmayı sayıyor, “Defolun, nereye giderseniz gidin” diyorlardı nefretle. Biz de “mazluma yardım bereket getirir” diyorduk. Bugün kazılan o kuyuların derinliklerinde bu merhametli milletin duası var. Bakın, Allah hesaba katmadığımız yerden rızık verdi. Hesapsız da verecek belki.
Çünkü Allah, yaptıklarının en güzeliyle karşılık verecek ve onlara kendi fazlından artıracaktır. Allah dilediğini hesapsız rızıklandırır. (Nur Suresi, 38)
Güzel bir ahlâk göstererek yolda kalmışla, yurdundan çıkarılmış mazlumla ve yetimle nimetlerimizi paylaştığımızda Allah vaadini yerine getirir, bahşettiği nimet ve güzellikleri artırır.
"Fakirleri seviniz ve onlara yakın olunuz. Siz onları severseniz, Allah da sizi sever. Siz onlara yakın olursanız, Allah da size yakın olur. Siz onları giydirirseniz, Allah da sizi giydirir. Siz onları yedirirseniz, Allah da sizi yedirir. Siz cömert olunuz ki, Allah da size karşı cömert olsun." (Ramuz El Hadis, 1. Cilt)
Kimileri özlüyor olsa da eski ‘ezik’ Türkiye eskide kaldı. Mensubu olduğumuz milleti ve devletimizi düşmanlarımızın diliyle karalayanların ruh hâline aldırmayalım artık. Devletimizin yanında olalım, dua edelim; Allah’ın izniyle başaracağız!..
Araştırmacı yazar Sn. Murat Akan’ın dediği gibi;
“Ne ABD, ne Çin, ne Rusya... Yeni yükselen güç Türkiye olacak.
-Jeopolitik ve jeostratejik konum
-Enerji kaynaklarına yakınlık
-Savaşma kabiliyeti
-Milletleri yönetme tecrübesi
-Dini ve ırki hinterland avantajı...
Tek eksik özgüven ve güçlü bir iradeydi. O da tamam inşa’Allah... “
Sn. Berat Albayrak’ın sözlerini çarpıtarak, “Türkiye’nin ekseni kaydı, Batı’dan uzaklaştık, bittik, mahvolduk” hezeyanları sergileyenlere afili bir cümle ile cevap verdi Sn. Bakan: “Artık ne Doğu, ne Batı... Yeni eksen Türkiye.”
Ülkemiz, ‘Büyük ve Güçlü Türkiye’ yolunda hiç kimsenin hakkına göz dikmeden ama hakkını da hiç kimseye yedirmeden, yerli ve milli atılımlarla 2023 hedeflerine doğru yürüyor. Allah’ın izniyle o yolda daha nice müjdeler olsun, bizi de şahit kılsın.
YORUMLAR