ELİF NİSA

ELİF NİSA

[email protected]

Ölenin Ardından…

29 Haziran 2016 - 16:52

Prof. Yaşar Nuri Öztürk vefat etti bu hafta. Son dönemde hataları olmuş olabilir, kendisine katılmadığımız bir çok yönü ve ifadeleri olabilir. Ancak birçok insanın Kur'an’a yönelmesine vesile olmuş, dinin tek hüküm kaynağının Kur’an olduğu gerçeğini geniş toplum kesimlerine anlatma gayretindeki bir insandı. Allah, ölmeden önce hataları için ona tevbe nasip etmiş ve rahmetini bahşetmiştir inşaAllah.

Vefat haberinin geldiği gün ise Misvak Dergisi'nde bir karikatür yayınlandı. Gördüğümde irkildim. Cennetini bahşeden ya da cehenneme süren Allah’tır; kalem kırmak bizim işimiz değil. Bediüzzaman, "Eğer milletimin imanını selâmette görürsem, cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken gönlüm gül gülistan olur" derken kimileri insanları adeta cehennemle müjdeliyor ve bundan keyif alıyor.

Allah sonsuz adildir, adaletiyle hüküm verecektir. Bir insanın fasık bile olsa, ölmeden önce tevbe etmiş olması ihtimali bulunduğundan, ölümünden sonra kötülüklerini zikretmek, arkasından sövmek Müslüman’a hiç yakışmıyor. Peygamber(asm)’ın buyurduğu gibi; "Ölülerinize sövmeyiniz." (Buhari, Cenâiz 96)

Söz ettiğim karikatür, Hoca’yı kendince alaya almanın yanı sıra dine karşı da saygıdan uzak bir üslûba sahipti. İnsanların en fazla düştükleri hata, hayatın en ciddi konusu olduğu halde ölüm ve ahiretin hafife alınması. Din ve dini kavramlar konusunda espri yapmak, karikatür çizmek, fıkra anlatmak ve bu konudaki espri, fıkra ve karikatürlere gülmek çok normal davranışlar gibi görülüyor.

İnternette cennet, cehennem, şeytan kelimelerini arattığınızda karşınıza sayfalarca karikatür ve fıkra çıkıyor. Küfür, içinde dini ögeler bulunan karikatürler zaten çiziyor ancak muhafazakâr olarak bilinen dergi ve websitelerde dini ögeler üzerine karikatür ve fıkralar paylaşılması hayret verici. Birbirimizin kusurlarını araştırmayı, birbirimizi ayıplamayı, birbirimize lâkap takmayı, birbirimizin gıybetini yapmayı yasaklayan bir dinin bireyleri değil miyiz bizler? Bu, düşmanlık tohumları serpmeye, kini, öfkeyi ve nefreti alevlendirmeye sebep olmaz mı?

Kur’an ahlâkının getirdiği ruh derinliğinden yoksun olan insanın espri anlayışı da basit ve yüzeysel olur. Kimi zaman bazı insanların sahip oldukları acizlikler bile bu kişiler için espri ve alay konusudur. Akıl sahibi bir insanın asla dile dahi getirmeyeceği acizlikler bu kişileri eğlendirebilir.

Müslüman kimlikli insanların böyle düzeysiz espri içeren bir karikatürle eğlenmesi acaip. Gülünecek bir durum yok. Kaldı ki, kendisinin ne üzere öleceğini bilen var mı?

... Hiç kimse, yarın ne kazanacağını bilmez. Hiç kimse de, hangi yerde öleceğini bilmez. Hiç şüphesiz Allah bilendir, haberdardır. (Lokman, 34)

Samimi inanan insan söz ettiğim tarzda espriler yapmaz, bu esprilere gülmez, çok rahatsız olur, kutsallarını koruma duygusu kabarır. Müminler dine saygıyla yaklaşan, Allah aşkını içinde taşıdığı belli olan insanların sözleri karşısında coşku duyar ve haz alırlar.

Yanlış olduğunu bildiği halde samimi müminin ölümü, ahireti, cennet ve cehennemi hafife alacak espriler yapması mümkün müdür? Bu konuları eğlence edinen kişi ölüm anında, Rabbi huzurunda sorgulanırken, cehennemin kenarında onun “gazablı öfkesini ve uğultusunu” işitirken bu esprileri yapabilecek midir?

Allah’ın kendisiyle birlikte olduğunu, O’nun sonsuz gücü tarafından kuşatıldığını unutan ve Allah’ın dinini hafife alan kişiyi, merhamet ederek Kur’an’la uyarmak… Yapılması gereken en güzel davranış bu olacaktır.

Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) edinenleri ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılanları bırak. Onunla (Kur'an'la) hatırlat ki, bir nefis, kendi kazandıklarıyla helake düşmesin… (En'am Suresi, 70)

Her ölümle Allah aslında ölümü hatırlatıyor çünkü ölümü ciddiye almıyoruz. Oysa ölüm, hem mütevazı olmamıza hem de Allah korkumuzun artmasına sebep olur. Bizi sığlarda çırpınmaktan kurtarır, derin düşünmemizi ve dengeli yaşamamızı sağlar. Allah, yalnızca rızası için yaşadığımız bir hayatı nasip etsin, canımızı mümin olarak alsın.

“… Göklerin ve yerin Yaratıcısı, dünyada ve ahirette benim velim Sensin. Müslüman olarak benim hayatıma son ver ve beni salihlerin arasına kat." (Yusuf Suresi, 101)

YORUMLAR

  • 0 Yorum