ELİF NİSA

ELİF NİSA

[email protected]

Rabbinden Korkana Başka Korku Yoktur

27 Ocak 2025 - 14:18

Allah sevgisiyle yaşanan tüm güzellikleri, detayları artıran duygu, Allah korkusudur. Bu, Allah’ın sevgisini kaybetme korkusudur. Bu korku çok büyük nimettir ve insan ne kadar Allah’tan korkuyorsa, sevgi de o şiddetle ruhuna dolar.

Sabır, fedakârlık, cesaret, merhamet gibi bütün güzel huyların kökeninde hep Allah korkusu vardır. Dahası aklın da kökeninde Allah korkusu vardır. Allah korkusu insanın şuurunu ve aklını açar, Allah sevgisini daha artırır ve sonsuza açar.

İman eden insanın kalbindeki Allah korkusu sebebiyle içi içine sığmaz; Rabbinin rızasını kazanmanın, yaşadığı güzel ahlâkın, sayılamayacak kadar çok nimet ve güzelliklere sahip olmanın huzuru. Ancak hepsinin üstünde Allah’ın varlığının, sonsuz gücünün kontrolünde olmanın, O’na yakın olmanın mutluluğu vardır. Bu duyguları yaşayan insan, diri ve canlıdır.  Allah bunu katından bir nimet olarak verir.

Eğer acizlikler olmasaydı birçok insan müthiş enaniyet ve ‘Firavunluk’ özelliği taşırdı. Allah insanı acz ile yaratıyor ki, Allah’a tam teslim olsun, ahireti istesin, cenneti istesin. Aczini kavramayan insan ne ölmek ister, ne ahirete gitmek ister, ne de Allah’a karşı bir şükran duygusu taşır. Allah’a hamd etmek, O’na şükretmek düşüncesinde olmaz. Allah bunu sağlamak için insanı birçok acizlikle yaratmıştır. Bütün bu acizlikler onu Allah’a yaklaştırır. Yani, dünyadan uzaklaştırır; Allah korkusunu, Allah sevgisini kalbine rapteder.

Allah korkusu sevginin zeminini oluşturur. Kişi dürüst olur, mert olur, vefalı olur, çileye yatkın olur. Bunlar aşkın ve sevginin kaynağıdır; aşk ve sevgi bu kaynaktan gelişir. Güzel ahlak olmayan bir zeminde sevgi, muhabbet gelişmez.

Allah cehennem azabını ve diğer acıları kastederek “Eğer şükreder ve iman ederseniz, Allah azabınızla ne yapsın?..” (Nisa Suresi, 147) buyuruyor.  Allah azap vermeyi dilemez. Kulunun huzuru, rahatı, sevinci, mutluluğudur O’nun amacı. İşte bunun için Allah korkusuna, cehenneme ihtiyaç vardır. “Kork Allah’tan korkmayandan” denir ya bu söz Allah korkusu taşımayan kişinin tehlikeli olduğuna dikkat çeker. Allah’tan korkan insandan ise zarar gelmez. Akıllıdır, ferasetlidir, basiretlidir, sevgi doludur; cehennemin hikmeti de buradadır.

İnsan tefekkür ederken de yine Allah’ın verdiği o büyük nimeti; samimiyetini ve vicdanını kullanır. Mesela, insan hücresinde 3500’den fazla enzim bulunur. Bunlardan bir veya birkaç tanesinin eksik olması durumunda hücre içi faaliyetler tamamen birbirine karışabilir. Böyle bir durumda hücrenin parçalanıp bozulacağı, yani canlılığın sona ereceği gerçeği insanı hayrete düşürür. Samimi olarak düşünüldüğünde mucizevi her delil bir iman hakikatidir ve insanın Rabbine olan sevgi ve korkusunu artırır. Korku ve sevgisi artan kişi Allah’ın dosdoğru yoluna yönelir ve O’nun güzel ahlâkının kişideki tecellileri artar. 

Bütün güç Allah’ındır; dilese secde ettirirdi şeytanı ya da hiç yaratmazdı.  Ancak imtihan gereği ve Cennetin değerini kavrayabilmemiz için buna ihtiyacımız vardır. Allah kusursuz imtihan mekânı olan dünyada mükemmel bir sistem kurmuştur. O mükemmel sistem içerisinde de şeytana ihtiyaç vardır; o yüzden yaratılmıştır. Ancak samimi müminler üzerinde zorlayıcı güce sahip değildir. Allah’tan gücü yettiğince korkan ve O’nun sınırları içinde yaşam süren her samimi mümin cennette, inkârcılar da cehennemdedir.

Mutluluk Allah sevgisiyle, Allah korkusuyla olur, bunun dışında kalplerin felahı yoktur. Allah açıkça, net ifade eder; “kalpler ancak Allah’ın zikriyle tatmin bulur.” Başka türlü insanın mutlu olması imkânsızdır. Kur’an Ahlakının, Allah korkusunun, Allah sevgisinin buram buram yaşanması çok önemlidir. O zaman, insanların ihtiyacı olan gerçek mutluluk bütün dünyaya yayılır.

Allah korkusu ve sevgisiyle beynimizi doldurursak, Allah da doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış verir. Böylece en doğru kararları veririz. Bütün sorun Allah’ın fırkası/taraftarı olabilmektedir. Allah taraftarları asla yenilmezler. Onun için bizler Allah’ı candan seversek, ‘uyarıcı/korkutucu’ların çağrısına “işittik, iman ettik” diye cevap verebilirsek, yalnızca Yüce Yaratıcıdan korkarsak, başka hiçbir şeyden korkumuz olmayacaktır.

“…Şu halde kim iman ederse ve (davranışlarını) düzeltirse, artık onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır. (En'am Suresi, 48)

Elif E. Bayraktar

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum