Sadece Kur’an’la mutabık hadisleri sahih kabul etmenin gerekliliği üzerine yazdığım son yazı, ilginçtir, kimilerinin kanına dokunmuş. Bazıları kendince eleştirmiş, kimi uyarmış, kimi Kur’an’ın yeterliliğini ki bunu Allah bize bildirirken -haşa-tîye almış. Kimi ise beni inkârcılıkla itham edip iftira atmış.
Kur’an ve sünneti birbirinden ayırma gayretine girdiğim iddiasına cevabım, yazılarımda vurguladığım halde görmezden gelinmiş… “Rabbine andolsun. Aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem kılıp sonra senin verdiğin hükme içlerinde hiç bir sıkıntı duymaksızın tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar." (Nisa Suresi, 65) ayetinden açıkça anlaşıldığı gibi Peygamberimiz(asm)’ın uygulamaları Kur'an gibi kesin hüküm kaynağıdır.
Sünnet; Allah’ın Kur’an’daki emir ve hükümlerini hayatın içine taşıyıp uygulamak, Kur’an’ı teoriden hayata taşımak, pratiğe dökmektir. İşte bu anlamda sünneti inkâr etmek küfürdür. Bu çaba ile yaşamak ise sünneti ihya etmektir. Dolayısıyla Kur'an’ın yorumu, açıklanması ve hayata geçirilmesinin diğer adı olan sünnet, Kur’an’a muhalif ve alternatif olamaz.
“Bu hadislerden kim nerde ne zaman hüküm çıkarmış?” eleştirisi getirmiş bir okur. Peki özellikle bugünlerde yaşanan tartışmalar nereden çıktı. Sanata ve bilime karşı olan, kadını eksik gören, güzel evleri, kıyafetleri ve hatta mutlu olmayı, gülmeyi yasaklayan, ruhlarında sevgi, şefkat ve merhamete yer olmayan bir zihniyet değil mi insanları İslam’dan uzaklaştıran? Dahası da var. Bu zihniyete göre küçük çocuklar, gençler ve kadınlar cinsel birer obje olarak görülmüyor mu? “3,5 yaşında çocuk amcasının yanında bacakları açık dolaşamaz, sakalı olmayan gencin yanında kadından 19 kat fazla şeytan bulunur, ergenlik çağındaki erkek çocuk annesinden ‘bilmem ne’ umar, dayak yiyen kadın şükretmeli…” gibi kimi ‘din adamları’ tarafından İslam’a atılan iftiralar ortalığı kasıp-kavurmadı mı?
Bir okur, beni samimiyetsizlikle suçlayıp herkesçe bilinen 10 uydurma hadis istemiş. Binlerce yazılabilir ama yerim dar. Buyurun;
1-Hz. Muhammed (asm)’ın ümmetinin ihtilâfı rahmettir. (Suyuti)
2-Hz. Muhammed (asm)’ı rüyasında gören bir kişi cehenneme girmez. (İbn Asâkir)
3-Kişi cuma günü anne ve / veya babasının kabrine gider de Yâsîn Suresi okursa, tüm günahları -Allah tarafından- bağışlanır. (Taberâni)
4-Amel defterinde yedi yüz tane Besmele bulunan bir kişiyi Allah cehennemden çıkarır. (Muhammed B. Ahmed Zâhid)
5-İçki içen bir kişi ilk seferde dövülmeli, ikinci seferde de dövülmeli, üçüncü seferde de dövülmeli, dördüncü seferde de dövülmeli ancak beşinci seferde katledilmelidir. (Nesai, Tirmizi, Ebu Davud, İbn-i Mace)
6-Kişi dinini değiştirirse katledilmelidir. (Buhari, Nesai, Muvatta)
7-Uğursuzluk; kadında, evde ve attadır. (Buhari)
8-Hayatında üç kez tevbe etmiş bir kişi, o dakikadan sonra ne kadar günah işlerse işlesin -Allah tarafından- affedilir. (Buhari, Müslim)
9-Resim yapan bir kişi cehennemliktir. (Müslim 2109/98, Buhari 5957, 5958, Nesei 5320, 5321, 5322, 5328)
10- Kişi arefe günü oruç tutarsa, Âdem babamızdan Sur’a üfürülünceye kadar yaşamış bütün insanların sayısının iki katınca, kendisine -Allah tarafından- sevap yazılır. (R. Nasıhin)
Kur'an'ı değiştiremeyince, kendi dünya görüşlerini geçerli kılmak için uydurulmuş binlerce hadis, bilinen hadis kitaplarına ne şekilde girmiş olursa olsun Kur'an ile sağlama yapılmasına muhtaçtır.
Kur'an'a uygun olmayan hadisler ölçü alınamaz denildiğinde, “Peygambere itaat edin” ayetini ileri süren kişilere sormak lâzım; "siz neden itaat etmiyorsunuz?" Peygamber(asm)’a itaat, onun gibi Allah’a itaattir. Kur'an’da şöyle buyrulmuyor mu? Burada şu ayetler üzerinde bir düşünmek gerekmiyor mu?
(Kur'an) Âlemlerin Rabbinden bir indirilmedir.
Eğer o(Peygamber), Bize karşı bazı sözleri uydurup-söylemiş olsaydı.
Muhakkak onun sağ-elini (bütün güç ve kudretini) çekip-alıverirdik.
Sonra onun can damarını elbette keserdik.
O zaman, sizden hiç kimse araya girerek bunu kendisinden engelleyip-uzaklaştıramazdı.
Çünkü o (Kur'an, Allah'tan sakınan) muttakiler için bir öğüttür. (Hakka Suresi, 43....48)
Bu zihniyet, Kehf Suresi, 26. ayette "Allah Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz" buyrulurken, Kur’an’dan bağımsız hüküm vermeye kalkışıyor ve bunu da adeta İslam’ın hükmüymüş gibi Müslümanlara dayatmaya çalışıyor. Türettiği bid’atlara Kur’an’dan delil bulamayınca, uydurulmuş hadislerle dine kendince yeni kurallar eklemeye kalkıyor.
Onlara bir ayet getirmediğin zaman: "Sen onu (inmeyen ayeti) derleyip-toplasana" derler. De ki: "Ben, yalnızca bana Rabbimden vahyolunana uyarım. Bu, Rabbinizden olan basiretlerdir; iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve bir rahmettir." (Araf Suresi, 203)
Haftaya aynı konuya devam edeceğim inşaAllah.
YORUMLAR