Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksız yere) öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur… (Maide Suresi, 32)
Bir terör eylemine fail ararken, kaynağını dindarlıkta değil, dinsizlikte aramalı. Dinin emri sevgi, merhamet ve barıştır, zulüm, kan dökücülük, gaddarlık, vandallık değil. Teröristin kimliğinde ‘Müslüman’ yazıyor olsa da, eyleminin adı ‘İslamî terör’ değildir. Hıristiyan ya da Yahudi terörü olmadığı gibi…
Din adına masum insanların öldürülmesinin sonu, Allah'ın dilemesi ile cehennem azabı ile sonuçlanır. İçinde Allah korkusu taşıyan insan bunu yapmaktan da şiddetle korkar.
Bu eylemleri engellemek, bozgunculuğa karşı durmak Müslümanın en önemli sorumluluklarındandır. İslam, terörün engelleyicisidir, çözümüdür.
Terör ‘insanlığa karşı işlenmiş suç’tur. Allah tüm insanları şefkate, merhamete, kardeşlik ve barışa çağırır:
Ey iman edenler, hepiniz topluca "barış ve güvenliğe girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır. (Bakara Suresi, 208)
Kaldı ki, "Allah, bozgunculuğu sevmez". (Bakara Suresi, 205)
Terör dinî değil sosyal bir olgudur. Dinin verdiği mesaj, mensupları tarafından çarpıtılabilir, yanlış anlaşılabilir. Mesela İncil, kendi ifadesiyle bir ‘sevgi mesajı’ iken, Haçlı barbarlığının kara bir leke olarak tarihteki yerini alması gibi.
Haçlılardan biri olan Raymund of Aguiles, bu vahşeti "övünerek" şöyle anlatıyor:
"Görülmeye değer harika sahneler gerçekleşti. Adamlarımızın bazıları -ki bunlar en merhametlileriydi- düşmanların kafalarını kesiyorlardı. Diğerleri onları oklarla vurup düşürdüler, bazıları ise canlı canlı ateşe atarak daha uzun sürede öldürüp işkence yaptılar. Şehrin sokakları, kesilmiş kafalar, eller ve ayaklarla doluydu. Öyle ki yolda bunlara takılıp düşmeden yürümek zor hale gelmişti. Ama bütün bunlar, Süleyman Tapınağı'nda yapılanların yanında hafif kalıyordu. Orada ne mi oldu? Eğer size gerçekleri söylersem, buna inanmakta zorlanabilirsiniz. En azından şunu söyleyeyim ki, Süleyman Tapınağı'nda akan kanların yüksekliği, adamlarımızın dizlerinin boyunu aşıyordu." (August C. Krey, The First Crusade: The Accounts of Eye-Witnesses and Participants, Pinceton & London, 1921, s. 261)
Barbarlık bütün İlahî dinlerin mesajına terstir, zıddıdır. Ancak cehalet çok tehlikelidir, insanları şiddetle karışık bir akıl tutulmasına götürür.
İslam dünyasında bir takım sapkın gruplar var elbette. Ancak uyguladıkları vahşetin sebebi, yaşadıkları sosyal yapı ve sömürgeci Avrupa devletleri, Batı tarafından desteklenen yerel sömürgeciler veya Batı tarafından desteklenen yerel baskıcı rejimlerce zulüme maruz kalmış olmaları ve en önemlisi de İslam'ı yanlış yorumlamalarıdır.
İslam'ın özünü kavramadan, İslam adına ortaya çıkarak terör uygulayanlar, adı gibi barış dini olan İslam'ı, kendi sosyo kültürel yapılarından kaynaklanan barbarlığa alet ediyorlar.
Anarşi ve terörün kaynağı cehalet ve bağnazlıktır. Dinî ya da din dışı, bir ideolojinin mensupları ne derece ‘cahil’se, o derece şiddete eğilimlidirler. Çözüm ise eğitimdir. İslam adına ortaya çıkarak bozgunculuk çıkaran, terör uygulayan gruplara gerçek İslam anlatılmalı, ve tanıtılmalı.
Mesela IŞİD’in sistemi, namaz kılmayanın hatta sakalını kesenin öldürülmesi gerektiğini savunan gelenekçi Ortodoks İslam anlayışından kaynaklanıyor. Onlar da ancak eğitimle, Kur’an’daki İslam ile doğru çizgiye çekilebilir.
İslam’ın dostluk, barış, kardeşlik ve sevgi dini olduğu önce İslam toplumları tarafından anlaşılmalı. İslam, radikalizmi reddeder. İnsan hakları, demokrasi, özgürlük, güzel ahlâk, bilim, sanat ve estetiğin aynı zamanda Kur’ani kavramlar olduğu anlatılmalı. İslam insanlığa mutluluk ve yaşama sevinci sunar. Tüm bunları özümseyen Müslüman modeli yaygınlaştırılmalı.
Elbette teröre karşı en caydırıcı tedbirleri alınmalı ancak bunun yöntemi İslam'a ve Müslümanlar'a karşı bir savaş olmadığına insanların kanaat getireceği şekilde olmalı.
Teröre sempati duyan insanlara da bunun İslam dışı ve İslam’a yararı değil zararı olduğu, zararın ise tüm insanlığı kapsayacağı anlatılmalı... Samimi iman eden insan, Allah’ın lânetini ister mi?
… Yeryüzünde bozgunculuk çıkaranlar; işte onlar, lânet onlar içindir ve yurdun kötü olanı da onlar içindir. (Ra'd Suresi, 25)
YORUMLAR