“Mümin bir kişiye, Müslüman kardeşini hakir görmesi, ona değer vermemesi, kötülük olarak yeter” (Müslim, Birr 32.)
Bu hafta Mısır’dan yeni idam haberleri düştü internet sitelerine. Hakimiyeti darbe ile ele geçiren Sisi'nin katliamları devam ediyor, idam edilenlerin sayısı 180’i buldu. Başsavcı Hişam Berekat'a düzenlenen bombalı saldırıdan sorumlu olduğu gerekçesiyle idama mahkum edilen 9 kişinin cezaları hafta içinde infaz edildi.
Ve dünya yine sessizdi! İdam edilen Müslüman olunca ne BM’den, ne sözde medeni Avrupa’dan ne de insan hakları örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarından ses çıkıyor.
İdam edilenler arasında bulunan ve mahkeme salonunda kendisine "Suçunu itiraf ettin" diyen hakime, zindanlarda yaşadıkları ağır işkenceleri anlatan Mahmud el Ahmedi’nin son sözleri şunlar oldu;
"Bana elektrikli işkence cihazı ver, sana 20 kişiye Enver Sedat'ı öldürdüğünü itiraf ettireyim. Bize Mısır'a 20 yıl yetecek kadar elektrik verdiler.”
“Sizler Firavunların askerlerisiniz.” diye konuşan Mısırlı genç kadın ise tarihe not düşecek şu sözleri söyledi: “Allah firavunu helak edince beraberinde askerlerini de helak etti. Siz bugün bütün rütbelerinizle firavunun askerlerisiniz. İnşaAllah yaptığınız her zulüm anının, bizleri ailemizden ayırdığınız anların hesabını tek tek soracağız. Çocukları için yas tutan ve de ciğeri yanan her baba için sizden tek tek soracağız. Ve diyeceğiz ki; Rabbimiz onlardan intikamımı defalarca al. Ta ki gönlümüz ferah oluncaya dek. Bugünleri hem dünyada hem de ahirette göreceksiniz. Sizler nasıl acı çektiyseniz, onlar da sizin çektiğiniz acıyı çekecekler. Allah'tan istiyorsunuz onların istemediğini. Bizler ahireti istiyoruz sizler ise dünyayı istiyorsunuz. Hem dünyanızı hem ahiretinizi sattınız. Bizler hem dünyada hem ahirette kazananlardan olacağız. Allah'ın ayetlerini göreceksiniz. İyi bakın ve görün sizden öncekiler nasıl öldüler. Sonuçları nasıl oldu. Bakın dünyaya ve de zevaline, size kimsenin faydası olmayacak. Kıyamet gününde size ne Sisi'nin ne de Hüsnü Mübarek'in bir faydası olmayacak!"
Mahkemeler süresince annesinin, babasına göstermek için uğraştığı ve büyüdüğünde dişlerinin çıktığını el hareketleriyle anlattığı, hafızalara kazınan bir çocuk fotoğrafı vardı. İşte o çocuğun babası da idam edilenler arasındaydı.
Bizler sorumluyu etrafta aramayalım, aslında o ipleri çekenler bizleriz. “Müslümanlar kardeştir” dediğimiz halde kalben kardeş olmayı başaramadığımız için. Allah'ın ipine din kardeşlerimizle birlikte sarılmadığımız, kardeşlerimize değer vermediğimiz, birlik olmadığımız için.
Akan her damla kandan, zulme uğrayan, hayatını yitiren her insandan kendimizi sorumlu hissetmiyor, zulme birlikte karşı durmak için hiçbir çaba içerisine girmiyorsak, bunun ağır vebaline de hazır olmalıyız.
Vicdanlarımız diri olmalı! Nesli tükenen kimi hayvanlar için dünyayı ayağa kaldıran ama canlar asılırken sesi çıkmayan insanın vicdanı ölüdür.
"Komşum açken ben tok yatamam" diyorsa Müslüman, kardeşleri zulüm görürken de rahat uyuyamamalı.
Müslüman, zulme sessiz kalıp, zalimle birlikte yola almamalı.
"Haksızlık karşısında eğilmeyiniz; çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz." (Hz. Ali ra)
Dünyada imtihan oluyoruz, zorlu bir imtihandan geçiyoruz. Zalimler bitmeyecek, zulmünden vazgeçmeyecek. Çünkü bu hak ile batılın savaşı. İnsanlık tarihi boyunca yeryüzündeki mücadele hep bu iki kutup arasında gerçekleşti.
Allah zalimleri ıslah etsin, etmeyecekse helâk etsin. Bizleri, dünyadaki son nefesimize kadar Hakk'ın yanında olanlardan kılsın.
“Kim bir kişinin zâlim olduğunu bilerek ona yardım etmek üzere zâlim ile birlikte yürürse, İslâm'dan dışarı çıkmış olur.” (İbn Kesir, Hadislerle K. K. Tefsiri, c. 5, s. 2089)
#MısırdaİdamlarDursun
#StopExecutionsinEgypt
YORUMLAR